En çok ihtilaf edilen konularımızdan birisi tesettür konusudur.
Tesettür farzdır /değildir. Başı kapalı olanlar, açık olanlara cehennemliktir olarak yargılayıcı usluplar ,açık olanlar kapalı olanlara ilkel insanlar olarak yargılayanlar.
Kur'an'da Örtünme de asıl ,gaye ,amac verilmek istenen mesaj nedir.?
Farklı fikirleri olan islam'da ekol olmuş alimler çoğunluğu kendini Kuran’a adamış,Kuran’ı ezbere ana dili gibi arapça bilen ,İlahiyat profsörleri ilmihal rivayetlere dayalı, geçmişteki mehzep alimleri ve onları takip eden zümreler tüm ictihatlarını öne sürerler.Kimi çarşaf farz demiştir,kimi yüzü elleride kapatmak farz demiştir,kimileri de dini motiflerle kadınları mağdur eden çeşitli anlayışları öne sürmüştür.Mehzep,grub, fırkalarla ne hikmetse hep bir fikir ayrılık,bir zıtlaşma olduğunu görüyoruz.
Mü'minun 23/53 Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
فَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ زُبُرًا كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ
Fetekkatau emrahüm beynehüm zübüra küllü hizbim bima ledeyhim ferihun
Kur'an apaçık detaylı Allah tarafından açıklanmış tek doğru kaynaktır.
Bizi din olarak verilen bilgileri doğru veya yanlış nasıl analiz edebileceğiz. Kur’an’a ve İslam’a inanan mü’minler olarak saf duru anamızdan doğduğumuz gibi ümmileşerek ilk defa bu ayetler iniyormuş gibi okuyalım.Örtü ,tesettür konusunun arka planı nedir ?sorusunu kur'ana soralım.Cünki ;
En am 6/114 Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
أَفَغَيْرَ اللّهِ أَبْتَغِي حَكَمًا وَهُوَ الَّذِي أَنَزَلَ إِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلاً وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِّن رَّبِّكَ بِالْحَقِّ فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ
E fe gayrallâhi ebtegî hakemen ve huvellezî enzele ileykumul kitâbe mufassalâ mufassalan, vellezîne âteynâhumul kitâbe ya’lemûne ennehu munezzelun min rabbike bil hakkı fe lâ tekûnenne minel mumterîn..
Kur'an Tek Hakikattır.Şüphe Edilemez
Bakara 2/ 147 Hak ancak Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma!
الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ
El hakku min rabbike fe lâ tekûnenne minel mumterîn
Allah İnsanı En Güzel Kıvamda Yaratan değilmi ?
Tin 95/ 4Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Lekad halaknel´insane fiy ahseni takviymin.
O Allah'ki Yaratan Yarattığını Bilmezmi?
Mülk 67/14 Hiç, yaratan bilmez mi? O, en ince işleri bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
Ela ya´lemu men haleka ve huvelletiyfulhabiyru.
Her Şeye ve İnsan'ın Yaratılışına da uygun Ölçü koymuştur
Kamer 54/ 49 Hiç şüphesiz, biz her şeyi kader ölçü ile yarattık.
إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
İnnâ kulle şey’in halaknâhu bi kader.
Örtünme, İlk İnsan İle Başlayan Bir Uygulamadır.
İnsan ister inanan olsun, isterse inanmayan, her insanda çıplaklıktan utanma ar ,haya duygusu Allah tarafından var edilmiştir.Öncelikle Kur'an'da haya duygusunun ortaya çıkışı Adem ve Havva kıssasıyla başlar.Kur'anda Allah'ın yaklaşma emrine karşılık ,Şeytanın bir ayartması sonucunda çıplak kalan Hz. Âdem ve Havvâ, bu durumdan dolayı haya ile utanıp mahcub olması ve hemen çıplak yerlerini örtmek için ağacın yapraklarını örtü olarak kullanmışlardı. Çıplaklığa maruz kalmaları ya da çıplaklıklarını fark etmeleri,Allah'ın bir emrine aykırı hareket etmelerindendi.Yani çıplak kalmaları bir ceza oldu. Olay Kur’an’da şu şekilde anlatılır.
Araf 7/ 19 Allah, “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğinizden yiyiniz. Ancak şu ağaca yaklaşmayınız! Sonra zâlimlerden olursunuz” buyurdu.
وَيَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلاَ مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ
Ve yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete fe kulâ min haysu şi'tumâ ve lâ takrabâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn
Araf 7/20 Derken Şeytan, kendilerinden örtülüp gizlenen ayıp yerlerini' açığa çıkarmak, ,için onlara vesvese verdi ve sonra da şöyle dedi: “Rabbiniz siz ikinizin melek olursunuz veya orada ebedî kalanlardan olursunuz, diye sizi bu ağaçtan menetti
فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِن سَوْءَاتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهَاكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ إِلاَّ أَن تَكُونَا مَلَكَيْنِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدِينَ
Fe vesvese lehumuş şeytânu li yubdiye lehumâ mâ vuriye anhumâ min sev'âtihimâ ve kâle mâ nehâkumâ rabbukumâ an hâzihiş şecereti illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ minel hâlidîn
Şeytan İnsanı Hayasızlığa Sevk,Ederken,Dini motiflerle süsleyerek Yapar
Araf 7/21 Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
وَقَاسَمَهُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحِينَ
Ve kâsemehumâ innî lekumâ le minen nâsıhîn.
Adem ile Havva Utanma Haya Duygusunun Ortaya Çıkması
Adem ile Havva çıplaklıklarını , ilkelliklerini fark ettiklerinde hemen ani bir telaşla çıplaklıklarını örtmeye çalışmışlardır.Fıtratlarındaki ilahi uyarıyı utanma duygusu her insanda olur. Allah'ın emirlerini dikkate alanlar bu haya duygusunu bilgi ile geliştirirler,ilkellikten kurtulmak isterler.
Araf 7/22 Böylece onları aldatarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü.Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla üst üstte örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi
فَدَلاَّهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْءَاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِن وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَن تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُل لَّكُمَا إِنَّ الشَّيْطَآنَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Fe dellâhumâ bi gurûr, fe lemmâ zâkâş şecerete bedet lehumâ sev'âtuhumâ ve tafikâ yahsıfâni aleyhimâ min varakıl cenneh ve nâdâhumâ rabbuhumâ e lem enhekumâ an tilkumeş şecereti ve ekul lekumâ inneş şeytâne lekumâ aduvvun mubîn
Kur'an'da Setr-i Avret,Ferç Sözcükleri Avret Yerleri Demektir
Kur’an ayetleri kelime anlatımı inanılmaz güzellikle insanı etkileyici usluba sahiptir.Her kavramı yerli yerinde verilir ki , her okuyanın rahatlıkla anlayabileceği gibidir. Örneğin cinsellikle alakalı konularıdan söz edilirken, dahi dildeki asıl isimleri kullanılmaz,edebi uslubu gereği, erkek, kadın avret mahalli ifade eden ferc, bazende sev’e'nin çoğulu olan sev’at, kelimeleri bazen de bunlar sözlüklerde avret yerleri olarak bilinen tabirlerdir.Fıkıh literatüründe ise örtünme anlamını ifade etmek için kullanılan deyim s-t-r kökünden türeyen setr sözcüğü örtmek, gizlemek anlamında kullanılmaktadır.
Fıkıh terimi Erkek ve kadının örtülmesi gereken yerlerini örtmesi anlamına setr-i avret’tir setru’l-‘avre.denir. Bu deyimdeki sev’at” avret yerleri kelimesinin çoğul olarak gelmiştir.Ayette Adem ile Havva’nın biri önce tadınca, ondan ayrılmamak için öbürü de tattı.Mahremiyet sınırı tahrif edildi adem ve eşini şeytanın aldatması ile yani, ortaya dökülen insanın bir kötülüğü değil, birçok kötülükleridir.Kötülükler zincirlemedir. Bir kötülük yaparsınız, başka bir kötülük işleneceğine işaret edilmektedir.Suç işlemenin de bulaşıcı olduğu anlaşılmaktadır.Ayıp yerleri ortaya çıkınca, çıplaklaştılar.
Füruc,ferc’in çoğuludur.Ferç, bir şeydeki yarık, çatlak; duvardaki ayrık; parmak aralarındaki açıklık; çatallı bir nesnede tarafların ayrılma noktası; delik; elbisedeki yırtık; insanda iki bacak arası/apış arası, yani avret mahalli anlamlarına ve kelimenin kök anlamına baktığımızda kadının sadece avret yerleri anlamına gelmediğini görürüz.
Hayvanlarda mevcut olmayan ama insanlarda mevcut olan utanma duygusu ortaya çıktı. Utanma nedir? İnsanın topluluk içinde bazı fiilleri yapmaması gereği insana verilen bir duygudur. Adem aleyhisselâm ve eşinde ar duygusu açığa çıktı. Bu yaratılmış varlıklardan sadece insan ait olan bir irkilme hiçbir canlıda ne örtünme, ne de utanma vardır.
Örtünme emrinde önce; Allah'ın indirdiği takva giysisi ne demektir.
İlk refleksi örtünmek olan insanoğlu, tarih boyunca çeşitli şekillerde ve farklı elbiselerle örtüne gelmiştir.Yüce Allah, insandaki asıl tesettürün kaynağı haya duygusunu bilinclendirmek yani fıtratta verilmiş ayet olduğunu hatırlatılır.O halde, çıplaklığın bir numaralı panzehiri takvadır.Haya, insanoğlunun fıtratının sesine kulak vererek hareket etmesidir.Bu şerefli meleke yüzünden hudutlar korunur, toplum sıhhat ve afiyet içerisinde yaşama imkanı elde eder.
Araf 7/26 Ey ademoğulları! Size, ayıp yerlerinizi gizleyip örten elbise ve süs kıyafeti indirdik. Takva elbisesi ise en hayırlı olandır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar
يَا بَنِي آدَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْءَاتِكُمْ وَرِيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوَىَ ذَلِكَ خَيْرٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Yâ benî âdeme kad enzelnâ aleykum libâsen yuvârî sev’âtikum ve rîşâve libâsut takvâ zâlike hayr, zâlike min âyâtillâhi leallehum yezzekkerû
Takva; korunma, sakınma demektir. Allah'a sığınıp teslim olarak her türlü günahlardan korunmanın niyet ve gayreti içine girmektir. Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmek için, O'nun himayesine girerek emirlerine sımsıkı sarılmak ve yasaklarından da sakınmaktır.
Araf 26 ayete göre İnsanda haya duygusu iki kısımdır
Birincisi insani,insanlık vasfıdır.Fıtratta yaratılışa verilmiş bir haya duygusudur, İkincisi bilgi ile kazanılmış takvaya ulaştırılan imanla ilgilidir. Birincisi Allah’ın insana verdiği
vucudunu koruma iç güdüsünü, muhafaza edici özelliği her insanda var etmiş.Takva elbisesi süsü İmanla ilgili,Allah korkusundan dolayı mümini Allah’ın hoşuna
gitmeyecek şeyden men eden çekingenlik hissidir.
Fıtratınızdaki var edilmiş ayetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız
Neml 27/93 Ve de ki: -Hamd Allah’a aittir. O, size ayetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değildir.
وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ آيَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Ve kulil hamdü lillahi seyüriküm ayatihı fe ta´rifuneha ve ma rabbüke bi ğafilin amma ta´melun
Ne zaman ki insan takvâdan uzaklaştılar, o zaman insanlar çıplaklaştılar.
Araf 7/27 Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, kendilerini göremeyeceğiniz yerden sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.
يَا بَنِي آدَمَ لاَ يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُم مِّنَ الْجَنَّةِ يَنزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْءَاتِهِمَا إِنَّهُ يَرَاكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُ مِنْ حَيْثُ لاَ تَرَوْنَهُمْ إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاء لِلَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrace ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealnâş şeyâtîne evliyâe lillezîne lâ yu’minûn
Nahl suresinde 81.ayette ise, elbisenin koruyucu özelliğine vurgu yapar
Her topluma sıcaktan ,soğuktan koruyan ve savaş esnasındaki zırh edinilen giyimden söz edilmiştir.Mecazen elbise insanın kendi içinde var olan haya ve dış elbisesi islamla bütünleşmiş olunca bir zırh gibi fahşa gibi gizli açık olabilecek hatalara karşı koruyan esenlik kazandıran elbise denilebilir.
Nahl 16/81 Allah, yarattıklarından size gölgeler yapmış, dağlarda barınaklar var etmiş, sizi sıcaktan koruyacak giysiler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yaratmıştır. İslâm'a girip esenlik kazanasınız diye, size olan nimetini böyle tamamlıyor.
وَاللّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلاَلاً وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ الْجِبَالِ أَكْنَانًا وَجَعَلَ لَكُمْ سَرَابِيلَ تَقِيكُمُ الْحَرَّ وَسَرَابِيلَ تَقِيكُم بَأْسَكُمْ كَذَلِكَ يُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْلِمُونَ
Vallâhu ceale lekum mimmâ halaka zılâlen ve ceale lekum minel cibâli eknânen ve ceale lekum serâbîle tekîkumul harra ve serâbîle tekîkum be’sekum, kezâlike yutimmu ni’metehu aleykum leallekum tuslimûn
İnsana Bahşedilen Haya'mızı, kaybedersek kendimize zulum etmiş oluruz
Araf 7/23 Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz.”
قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn.
Allah'ın insanlara koyduğu ölçüyü aşmak,meşru görmek doğrumu.?
Kur'an hatalardan istiğfar ve tevbe ile dönüş yapmayanlar günahlarının cezasını, elleriyle yaptıkları üzerinden görürler. Örneğin içki içmenin cezası, içki içmenin ta kendisidir. Bunun çeşitli bedellerini para, baş-ağrısı pek çok imtihanla ödeyecektir. Yalan söyleyen kişi sürekli yalan söylemek zorunda kalması yahut kumar oynayanlar kumardan vazgeçememesi pek çok örnek verilebilir.İşte çıplaklığın cezası yine çıplaklıktır.Çıplaklaşan zamanla daha da fazla çıplaklaşacaklar ve çıplak olmak zorunda kalacaklardır.Aynı şekilde çıplaklığın bir sonu yoktur ve biraz kısa, biraz daha ince, biraz daha dar vs.’in bir sonu gelmez. ve eteğini biraz kısaltan kadın, bir zaman sonra biraz daha kısaltabilecektir. Çünkü bir sınır olmadığında hiç-bir sınır olmaz.Birazla başlayan zamanla azami kısalığa kadar ve çıplaklık ayyuka çıkacaktır.
Artık İnsanlar vicdanları rahatlatacak cözümler ,bahaneler üretirler
Araf 7/28 Onlar, çirkin bir hayasızlık işlediklerinde: biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti" derler. De ki: "Şüphesiz Allah, 'çirkin hayasızlıkları' emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?
وَإِذَا فَعَلُواْ فَاحِشَةً قَالُواْ وَجَدْنَا عَلَيْهَا آبَاءنَا وَاللّهُ أَمَرَنَا بِهَا قُلْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاء أَتَقُولُونَ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Ve izâ faalû fâhişeten kâlû vecednâ aleyhâ âbâenâ vallâhu emerenâ bihâ, kul innallâhe lâ ye’muru bil fahşâi, e tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn.
Şeytan, tarafları hayasızlığı güzel göstererek dostluklar kurarlar
Araf 7/30 Kimine hidayet verdi, kimi de sapıklığı haketti. Çünkü bunlar, Allah'ı bırakıp şeytanları veli edinmişlerdi. Ve gerçekten onları doğru yolda saymaktadırlar.
فَرِيقًا هَدَى وَفَرِيقًا حَقَّ عَلَيْهِمُ الضَّلاَلَةُ إِنَّهُمُ اتَّخَذُوا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ اللّهِ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُم مُّهْتَدُونَ
Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâletu, innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).
Müslüman kendisine ,cevresine ,topluma İçi, Dışı bir ,Özü -sözü bir olmalı
Allah; en güzel biçimde yarattığı kullarının çirkin,düzensiz,yatak kıyafetiyle bütün gün dolaşmak gibi ve bayağı giyinmemesini Tin 95/4 : «Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.» ayeti ile en güzel olarak var olan insanın yaratılışına yakışır şekilde temiz ve süslü giysiler içinde mescitlere gitmelerini buyurmaktadır Yaşam boyunca da alış veriş ve ticarette ,mesleği olsun olmasın devam etmelidir.
Araf 7/31 Ey Âdem oğulları, her mescid yerinde süsleriniz olan yakışan giysiyi giyin. Yeyin, için, israf etmeyin. Çünkü O Allah israf edenleri sevmez.
يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُواْ وَاشْرَبُواْ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
Yâ benî âdeme huzû zînetekum inde kulli mescidin ve kulû veşrebû ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhıbbul musrifînTemiz ve güzel giyinmek, süslenmek inananlara helaldir ve Allah'ın emridir.
İnsanlar için yaratılan
zinetler örneğin pamuk, keten, ipek, yün gibi şeyleri kim haram
kılabilir? Hepsi de inananlar içindir.Allah insanın yeme, içme ısınma, tüm rızıklar gibi cinsel arzu ve istekleri hepsi Allah’ın bir nimetidir.Cinsellik neslin sürmesini sağlar aile, akrabalık zürriyetlerinin, artması ile çeşitli halklar birbiriyleriyle tanışır kaynaşır ve sosyo psikolojik kültüre olumlu katkıları olur. Erkek kadının açısından cinsel sağlığa da yararları vardır.Aşırıya kaçmadan israf etmeden,fıtrata uygun şekilde kullanmamız için verilmiş nimetler, ahirettede müminler için esenliğe dönüşecektir.
Araf 7/32 De ki “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü yakışan giysiyi, temiz rızıkları kim haram etti? De ki “Bunlar dünyada esasen müminler içindir.Mezardan kalkış gününden itibaren sadece onlar için olacaktır.” Bilen bir topluluk için âyetlerimizi böyle açıklarız.
قُلْ مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللّهِ الَّتِيَ أَخْرَجَ لِعِبَادِهِ وَالْطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِ قُلْ هِي لِلَّذِينَ آمَنُواْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
Kul men harrame zînetallâhilletî ahrace li ibâdihî vet tayyibâti miner rızk(rızkı), kul hiye lillezîne âmenû fîl hayâtid dunyâ hâlisaten yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), kezâlike nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn
Allah'ın yasakları dairesinden çıkmayalım
Araf 7/33 De ki: «Rabbim, ancak açık, gizli bütün hayasızlıkları, her türlü günahı, haksız yere isyanı ve Allah'a, hiçbir zaman bir delil indirmediği herhangi birşeyi ortak koşmanızı ve Allah'a bilmediğiniz şeyler yakıştırmanızı yasakladı.
قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالإِثْمَ وَالْبَغْيَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَأَن تُشْرِكُواْ بِاللّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَأَن تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Kul innemâ harrame rabbiyel fevâhişe mâ zahere minhâ ve mâ batane vel isme vel bagye bi gayril hakkı ve en tuşrikû billâhi mâ lem yunezzil bihî sultânen ve en tekûlû alâllâhi mâ lâ ta’lemûn
Allah Kur'an'da öncelik çirkin yerlerin mahremiyetini açıklıyor
Allah’ın,çirkin yerlerinizi örtün buyurması bir emirdir takva istemesinin nedenide şehvetin kışkırtılarak ve insanın hayvani yönünün açığa çıkarılarak haz-merkezli bir toplumun oluşmasını istememesidir.Hayvani kelimesi kullanılmasının sebebi, hayvanların çıplak=elbisesiz gezmesinden dolayıdır.
Haya Allah'ın nimetleri tarafından kuşatılmış olan akıl sahibi kişinin, bu nimetleri O'na isyan yolunda kullanmamasıdır.
Allah'ın İzni ile diğer tesettür konulu ayetler 2. bölümde yer vereceğiz.
Allah razı olsun. Çok güzel bir çalışma
YanıtlaSilelhamdüllah güzincim sizlerin beraber vesile ile anldık cümlemizden razı olsun
YanıtlaSil