28 Mart 2020 Cumartesi

15 - m


1-Kur'an'da Esma-i Hüsna  dua bağlamı

Allahı Hakkıyle Takdir Etme (mâ kaderûllâhe hakka kadrihî)

Kur'an'da  ''mâ kaderûllâhe hakka kadrihî 'cümlesi ikisi Mekki ,biri de Medeni surede olmak üzere üç ayette yer alır. İçlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre  ikra yapalım

En' am 6/ 91 Onlar: "Allah, beşere hiç bir şey indirmemiştir" demekle Allah'ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki: "Musa'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp  açıkladığınız ve çoğunu gözardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir." De ki: "Allah." Sonra Onları bırak, içine 'daldıkları saçma uğraşılarında' oyalanıp dursunlar.
وَمَا قَدَرُواْ اللّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُواْ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى بَشَرٍ مِّن شَيْءٍ قُلْ مَنْ أَنزَلَ الْكِتَابَ الَّذِي جَاء بِهِ مُوسَى نُورًا وَهُدًى لِّلنَّاسِ تَجْعَلُونَهُ قَرَاطِيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثِيرًا وَعُلِّمْتُم مَّا لَمْ تَعْلَمُواْ أَنتُمْ وَلاَ آبَاؤُكُمْ قُلِ اللّهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ
Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî iz kâlû mâ enzelallâhu alâ beşerin min şey’in, kul men enzelel kitâbellezî câe bihî mûsâ nûren ve huden lin nâsi tec’alûnehu karâtîse tubdûnehâ ve tuhfûne kesîrâ(kesîran), ve ullimtum mâ lem ta’lemû entum ve lâ âbâukum, kulillâhu summe zerhum fî havdıhim yel’abûn(yel’abûne).

💙el-VEKİL 
 Ahzap 33/48 Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve tevekkel alâllâh Allah’a tevekkül et.  kefâ billâhi vekîlâ Vekil olarak Allah yeter.
وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا
Ve lâ tutııl kâfirîne vel munâfikîne veda’ ezâhum ve tevekkel alâllâh(alâllâhi), ve kefâ billâhi vekîlâ

💙RAB

Âl-i İmran 3/64 De ki: "Ey Kitap Ehli, Size göre de bize göre de doğru olan ortak şu söze gelin: Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten  Allah’a teslim olmuş kimseleriz.
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْاْ إِلَى كَلَمَةٍ سَوَاء بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلاَّ نَعْبُدَ إِلاَّ اللّهَ وَلاَ نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَلاَ يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضاً أَرْبَابًا مِّن دُونِ اللّهِ فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُولُواْ اشْهَدُواْ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ
Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm ella na´büde ilellahe ve la nüşrike bihi şey´ev ve la yettehıze ba´duna ba´dan erbabem min dunillah* fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun

💙💙💙💙💙💙

Din

 kelimesinin  hesap anlamına gelmesi (hesap günü değil hesap )
Allahın Kainatta koyduğu doğru ölçü ve hesab anlamına gelmektir.

Tevbe 9/36 Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.
إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِندَ اللّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَات وَالأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ فَلاَ تَظْلِمُواْ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَاتِلُواْ الْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
İnne iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşera şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun hurum(hurumun) zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffeh(kâffeten), va'lemû ennallâhe meal muttekîn

3-Zikir kavramı


Bakara 2/200 İbadetlerinizi yerine getirdiğinizde, artık atalarınızı andığınız gibi hatta daha da kuvvetli bir anışla Allah’ı zikredin. İnsanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz bize dünyada ver!" der, onun için ahirette hiçbir nasip yoktur.
فَإِذَا قَضَيْتُم مَّنَاسِكَكُمْ فَاذْكُرُواْ اللّهَ كَذِكْرِكُمْ آبَاءكُمْ أَوْ أَشَدَّ ذِكْرًا فَمِنَ النَّاسِ مَن يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الآخِرَةِ مِنْ خَلاَقٍ
Fe iza kadaytüm menasikeküm fezkürullahe ke zikriküm abeküm ev eşedde zikra* fe minen nasi mey yekulü rabbena atina fid dünya ve malehu fil ahirati min halak

4-Hidayet Kavramı

Bakara 2/120 Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
َلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr

5-Hamd 

'min 40/65 O Hayy'dır daima diridir; O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak Sadece O'na dua edin (dualarınızda başkalarını araya sokmayın). el hamdu lillâhi rabbil âlemîn Hamd,= âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur!
هُوَ الْحَيُّ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَادْعُوهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Huvel hayyu lâ ilâhe illâ huve fed’ûhu muhlisîne lehud dîn(dîne), el hamdu lillâhi rabbil âlemîn

  6- Sabır Kavram

Kaf 50/39 Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et!
فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb

7- Takva Kavramı

Âl-i İmran3/102  Ey iman edenler! Allah’a karşı nasıl takvalı olmak gerekiyorsa, öylece  olun ve Son nefesinize kadar Allah’a teslim olmaya devam edin..
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn

8- İşitme kavram

Bakara 2/ 75 Artık onların, size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir zümre vardı ki, Allah'ın kelâmını dinlerler ve kavrayıp anladıktan sonra, bile bile onda değişiklik yaparlardı.
أَفَتَطْمَعُونَ أَن يُؤْمِنُواْ لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلاَمَ اللّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُ مِن بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
E fe tatmeûne en yu’minû lekum ve kad kâne ferîkun minhum yesmeûne kelâmallâhi summe yuharrifûnehu min ba’di mâ akalûhu ve hum ya’lemûn

9-FİTNE Kavramı

Yüce Allah'ın kulunu arındırmak saflaştırmak için sınaması karşısında isyan edenler hüsrana ugrarlar

Enfal 8/28 Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitne, imtihan konusudur. Allah yanında ise büyük bir mükafaat vardır.
وَاعْلَمُواْ أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Va'lemû ennemâ emvâlukum ve evlâdukum fitnetun ve ennallâhe indehû ecrun azîm

10-İstiaze ayetleri 

En'am 6/43 Verdiğimiz sıkıntılar başlarına gelince yalvarıp yakarsalardı olmaz mıydı? Ama kalpleri katılaştı ve yapmakta olduklarını şeytan onlara güzel gösterdi
فَلَوْلا إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا تَضَرَّعُواْ وَلَكِن قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Fe lev lâ iz câehum be’sunâ tedarraû ve lâkin kaset kulûbuhum ve zeyyene lehumuş şeytânu mâ kânû ya’melûn

Yasin 36/ 60 “Ey Âdemoğulları! ‘Size şeytana tapmayınız; çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır' demedim mi?”
أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun eûzu billâhi


11-Kitabımız isim ve sıfatları 

kur'an'ın hakkı konuşması 
Allahın kullarına hitabıdır.

Mü'minun 23/62  Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla teklifte bulunmayız. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar.
وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنطِقُ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Ve lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve ledeynâ kitâbun yantıku bil hakkı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

12-Dünya ve Ahiret hayatı 

Enam 6/ 70 Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir kimsenin felâkete dûçar olmaması için O'nunla öğüt ver O'nun Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için hamim -kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ اللّهِ وَلِيٌّ وَلاَ شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لاَّ يُؤْخَذْ مِنْهَا أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أُبْسِلُواْ بِمَا كَسَبُواْ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُواْ يَكْفُرُونَ
Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrathumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefîun, ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû
 yekfurûn

13-İMAN

Nisa 4/65 Hayır! Rabbine andolsun ki onlar aralarındaki, çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin karara karşı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.
فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًا
Fe lâ ve rabbike lâ yu’minûne hattâ yuhakkimûke fîmâ şecera beynehum, summe lâ yecidû fî enfusihim haracen mimmâ kadayte veyusellimû teslîmâ

14-Şefaat

Al-i İmran 3/ 24 Bunun sebebi, onların, “Bize, ateş sadece sayılı günlerde dokunacaktır.” demeleridir.  Dinleri konusunda uydurdukları şeyler, kendilerini aldatmıştır.
ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ لَن تَمَسَّنَا النَّارُ إِلاَّ أَيَّامًا مَّعْدُودَاتٍ وَغَرَّهُمْ فِي دِينِهِم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ
Zâlike bi ennehum kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), ve garrahum fî dînihim mâ kânû yefterûn
Al-i İmran 3/ 25 Geleceğinde şüphe olmayan günde onları bir araya getirdiğimiz ve hiç kimse haksızlığa uğratılmaksızın herkesin kazandığının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verildiği zaman nasıl olacak!
فَكَيْفَ إِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ
Fe keyfe izâ cema’nâhum li yevmin lâ raybe fîhi ve vuffiyet kullu nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn




----------------------------------------------

Kur'an'dan Dualar👐👐

Hac 22/73 Ey insanlar, size bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ ضُرِبَ مَثَلٌ فَاسْتَمِعُوا لَهُ إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ لَن يَخْلُقُوا ذُبَابًا وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُ وَإِن يَسْلُبْهُمُ الذُّبَابُ شَيْئًا لَّا يَسْتَنقِذُوهُ مِنْهُ ضَعُفَ الطَّالِبُ وَالْمَطْلُوبُ
Yâ eyyuhân nâsu duribe meselun festemiû lehu, innellezîne ted’ûne min dûnillâhi len yahlukû zubâben ve levictemeû lehu, ve in yeslubhumuz zubâbu şey’en lâ yestenkızûhu minhu, daufat tâlibu vel matlûb

Mumtehine 60/5 Rabbimiz! Bizi, kâfir olanlar için fitne kılma! Rabbimiz! Bizi bağışla! Şüphesiz ki güçlü, doğru hüküm veren yalnızca sensin!
رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lillezîne keferû, vagfir lenâ rabbenâ, inneke entel azîzul hakîm

Yunus 10/85 Onlar dediler ki; Biz, ancak Allah'a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi, o zâlim kavmin fitnesine düşürme
فَقَالُواْ عَلَى اللّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Fe kâlû alâllâhi tevekkelnâ, rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lil kavmiz zâlimîn




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder