11 Aralık 2020 Cuma

1-Allah Katındaki Üstünlük Ölçüsü Takvadır


Allah’ın insana bahşettiği en önemli fırsattır hayatımızdır. Rabbimiz Kur’an ahlakı takvalı bir hayatı nasıl yaşamamız gerektiğini bildirmektedir. İşte bizlere bahşedilen bu hayatı, dosdoğru yaşamanın adıdır takva.
Takva' kelimesinin aslı v-k-y kökünden gelen 'vikaye, vakyen, vâkıeten, vikâü' kelimeleri yaklaşık aynı manada, zarar verecek şeylerden çekinmek, bir şeyi korumak, birşeyi başka birşeyle bir tehlikeye karşı korumaya alma demektir.Kur'an gelmeden önce Arapça'da takva (veya fiil hâlin­de ittika) kelimesi,insan ve hayvan gibi bir canlı varlığın kendini, dışarıdan gelebilecek bir zarara karşı savunması anlamına gelirdi.Dinî bir mana da kullanmıyorlardı.Ancak Kur'an, bütün diğer kavramlar gibi 'takva' kavramını da sözlük anlamını temel alarak ve öz manasını koruyarak yepyeni bir anlam kazandırdı..
Takvâ sözlük anlamı ; korkma, sakınma anlamında kullanılan bu kelime luğatte , Allah korkusuyla günahtan kaçınmakta, Allah'ın emir ve yasaklarına uymakta titizlik göstermektir. Allah'ın himâyesine girmek, emrini tutup azabından maddi ve manevi korunma manalarında kullanılmaktadırTakva kelime kökü ittekaa kalıbı 5 harfli fiili korunmak sorumluluk duyularak davranma hassas ve bilinçli davranmak demektir.Mümine izafe edildiğinde Müttakî ismini alır takvalı sorımluluk bilinci ile hassas / dikkatli ve titiz davranan mü’mine de, “müttakî” denilmektedir
Kur'an'a Göre Takva
İndirilene TABİ OLMAK
Allah’a , O’nun indirdiğine DAYANMAKTIR.
Ona Tam ve Şeksiz GÜVENMEKTİR
Allahtan başkasına dayanmaktan SAKINMAK
Nasıl ki Salat'ın bir anlamıda güç vermek ,destek olmak ise takvada güç almaktır.
Allah katında üstünlük sadece takva iledir.
Hucurat 49/13 Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
Yâ eyyuhennâsu innâ halaknâkum min zekeriv ve unsâ ve cealnâkum şuûbev ve kabâile li teârafû,... inne ekramekum ...indallâhi etkâkum,.. innallâhe alîmun habîr(habîrun).
Tearafu ;insanların birbiriyle tanışması kaynaşması
Hucurat 13 ayetindeki.''Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız yani ( tearufu) için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık''
Tearafu kelimesinin Urf, örf, irfan, arif ve marifet ile maruf üzere,tanışma,iletişim kurma ,gibi anlamlara sahiptir. İnsanların birbiriyleriye tanışmaları,ilişkilerinde,gelenek, görenekleri,kültürleri,renkleri,ırkları soyları, ahlaki prensipleri birbirinden farklıdır.Oysa ,Allah katında her insanın eşit olduğunu,O'nun katında makbul olan insan,üstünlüğü ,derecesi yüksek olan, TAKVALI OLAN İNSAN'DIR.
Her ailenin bir islam önderi olursa o aile ümmet olur
Ali imran 3/ 104 Ve içinizden hayra çağıran, ma'rûfu emreden, münkerden men eden bir ümmet bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Veltekumminkum ummetuy yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne-- bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker- ve ulâike humul muflihûn

Allah katında toplumsal üstünlük en hayırlı takvalı ümmed
İnsanlar içinde çıkarılmış en hayırlı toplum Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker ile hareket edendir.Allah'a ve emirlerine ,itaat eden, en hayırlı ümmettir.
Ali imran 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; ma'rûfu emreder ,münkerden men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ
Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâaaah,----ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayral lehum---, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûun

Takvalı Olanlar , mutlaka ahret bilinci ile hareket ederler.
Haşr 59/18-Ey iman edenler, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır;
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin... vettekullahe. innallahe habiyrun bima ta´melune.
Allah'a karşı sorumluluk duymayanlar fasıklardır
Haşr 59/19-Allah´ı unutan ve bu yüzden Allah´ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Ve la tekunu kelleziyne nesullahe feensahum enfusehum ulaike humulfasikune.

Kur’ân’da Takvânın Tanımı
Böyle olanlar, doğru insanlar ve takva sahipleri ve muttaki olanlar da bunlardır.

Bakara 2/177
Asıl İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve nebilere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, Allah rızası için onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir
لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
Leysel birra en tüvellu vücuheküm kibelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be´sai ved darrai ve hıynel be´s*ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun

Bir Müslüman gücü yettiği ölçü de,Maddi/Manevi her konuda takvalı davranır

Tegabun 64/16 Siz, var gücünüzle Allah’a karşı takvalı olun O’nu dinleyin ve O’na boyun eğin. Kendi iyiliğiniz için hayra harcama yapın. İçlerindeki doyumsuzluktan korunanlar işte onlar kurtuluşa felâha erenlerdir.
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Fettekûllâhe mâsteta’tum vesmeû ve etîû ve enfikû hayran li enfusikum, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn

Allah insana takvayı korunma yollarını öğretir
Muhammed 47/17 Hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmakta ve kendilerine takvalarını korunma yollarını vermektedir.
وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآتَاهُمْ تَقْواهُمْ
Vellezînehtedev zâdehum huden ve âtâhum takvâhum.

Kişi takvâ sahibi olursa, Allah, onu şeytanın hile ve tuzak larından korur,
Araf 7/ 201. Takvaya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda Allah'ın emir ve yasaklarını hatırlayıp hemen gerçeği görürler
إِنَّ الَّذِينَ اتَّقَواْ إِذَا مَسَّهُمْ طَائِفٌ مِّنَ الشَّيْطَانِ تَذَكَّرُواْ فَإِذَا هُم مُّبْصِرُونَ
İnnellezînettekav izâ messehum tâifun mineş şeytâni tezekkerû fe izâhum mubsırûn.

Takva için ne harcarsanız Allah'ta size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.
Muhammed 47/7 Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslama ve müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ
Ya eyyühellezine amenu in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm-----------------------------------------------------------------------------------------------------


2. BÖLÜM TAKVA AYETLERİ


Takvada Allah'ın Değişmez Kanunları

1-Ayırımsız,şartsız her İnsanın fıtratına korunma iç güdüsü vermiştir
Allah, insana hem facir /kötülük , hem de muttakî takvalı olma yolunu göstermiş ve onu bu iki yol arasında serbest bırakmış Takva Allahın ilhamıdır.Fucur Şeytanın vesvesidir.Allah izni ile takvasını koruma yollarını öğretir ve furkan kabiliyeti vererek kulunu sapmaktan korur.

Sems 91/ 8 Sonra da Ona ,fucur, kötülük kabiliyeti ve takva =Allah'a karşı sorumluluk bilinci kabiliyeti ilham edene andolsun ki,
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا
Fe elhemehâ fucûrehâ ve takvâhâ.
Sems 91/ 9
Onu arındıran kişi elbette kurtulmuştur.
قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا
Kad efleha men zekkâhâ.
Sems 91/ 10 Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا
Ve kad hâbe men dessâhâ.
2-Kötülüklerden Koruyan zırh haya elbisesi ve Ahlak Örtüsü olan takva vermiştir
Allahın tesettüre anlam kazandıran yegane özelliğinin takva elbisesi ahlak örtüsü şartı koymuş olmasıda yapılan ibadetlerin kalbi niyetlerin korunmasına,eylemin samimi olması gereği gibi olmasını istemektedir
Araf 7/26 Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor.
يَا بَنِي آدَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْءَاتِكُمْ وَرِيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوَىَ ذَلِكَ خَيْرٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Yâ benî âdeme kad enzelnâ aleykum libâsen yuvârî sev’âtikum ve rîşâ(rîşâen) ve libâsut takvâ zâlike hayr(hayrun), zâlike min âyâtillâhi leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne).
3-Ahiret ve dünya hayatını güvene alması için en hayırlı azığın takva olduğunu hatırlatır.
Bakara 2/197 Hac ayları, bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. Ahiret için azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva Allah’a karşı gelmekten sakınmadır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının. diyanet meali
الْحَجُّ أَشْهُرٌ مَّعْلُومَاتٌ فَمَن فَرَضَ فِيهِنَّ الْحَجَّ فَلاَ رَفَثَ وَلاَ فُسُوقَ وَلاَ جِدَالَ فِي الْحَجِّ وَمَا تَفْعَلُواْ مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللّهُ وَتَزَوَّدُواْ فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَى وَاتَّقُونِ يَا أُوْلِي الأَلْبَابِ
El haccu eşhurun ma’lûmât(ma’lûmâtun), fe men farada fîhinnel hacca fe lâ refese ve lâ fusûka ve lâ cidâle fîl hacc, ve mâ tef’alû min hayrın ya’lemhullâh, ve tezevvedû fe inne hayraz zâdit takvâ, vettekûni yâ ulîl elbâb
Dip not: Bakara 183 ayeti Oruç hac ve diğer tüm ibadetleri yerine getirenler takva hazırlığıdır.Takva azığını duyarlılığı arttırır.
4-Allah Takvâ sahiplerine Daima, bir çıkış yolu göstereceği müjdelemesi
Allaha güvenen insan her şeyi bir ölçü ve proğrama bağlı olur.Sıkıntıların kolaylaştırması.
Talak 65/ 2-Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah'tan korkup sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;
فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا الشَّهَادَةَ لِلَّهِ ذَلِكُمْ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجًا
Fe izâ belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin evfârikûhunne bi ma’rûfin ve eşhidû zevey adlin minkum ve ekîmûş şehâdete lillâh(lillâhi), zâlikum yûazu bihî men kâne yû’minu billâhi vel yevmil âhir(âhiri), ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahrecâ(mahrecen).
------------------------------------------------------------------


3.BÖLÜM TAKVA AYETLERİ

Allah insana doğuştan verdiği takva ile imtihan eder.
Hucurat 49 /3 Resulüllahın yanında seslerini kısanlar, onlar, o kimselerdir ki Allah kalblerini takvâ için imtihan etmiştir, onlara hem bir mağfiret hem de büyük bir ecir vardır
إِنَّ الَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصْوَاتَهُمْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ امْتَحَنَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَى لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ
İnnellezîne yeguddûne asvâtehum inde resûlillâhi ulâikellezînemtehanallâhu kulûbehum lit takvâ lehum magfiratun ve ecrun azîm

Takvalı olanlara Allah nasıl bir kabiliyet verir ?

Enfal 8/29 Ey iman edenler, Allah'tan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إَن تَتَّقُواْ اللّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَاناً وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).

Allah'a yakınlığı sağlayacak hayvanın eti, derisi, kanı değil, mü’minin takvasıdır.
Hac 22/37Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver.
لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ
Len yenâlallâhe luhûmuhâ ve lâ dimâuhâ ve lâkin yenâluhut takvâ minkum, kezâlike sahharahâ lekum li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum, ve beşşiril muhsinîn

Takvada,imanda, ve iyilikte ısrarcı ve kararlı olun

Maide 5/
93 İman edip salih amel işleyenler, takva ehli oldukları, iman edip salih amel işlemeye devam ettikleri sürece, önceden tarttıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaklardır; yeter ki takvada ve imanda, dahası, takvada ve iyilikte kararlı olsunlar: Allah Teâlâ muhsin olanları sever.
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُواْ إِذَا مَا اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّأَحْسَنُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
Leyse alâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cunâhun fîmâ taimû izâ mâttekav ve âmenû ve amilûs sâlihâti summettekav ve âmenû summettekav ve ahsenû vallâhu yuhibbul muhsinîn
Takva, Yüce Allah'ın inanan kulları için bir toplanma ve yardımlaşma noktasıdır
Maide 5 / 2 Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye ve yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid - i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُحِلُّواْ شَعَآئِرَ اللّهِ وَلاَ الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلاَ الْهَدْيَ وَلاَ الْقَلآئِدَ وَلا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُواْ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَن تَعْتَدُواْ وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tuhıllû şeâirallâhi ve lâş şehral harâme ve lâl hedye ve lâl kalâide ve lâ âmmînel beytel harâme yebtegûne fadlan min rabbihim ve rıdvânâ(rıdvânen) ve izâ haleltum fastâdû ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum anil mescidil harâmi en ta’tedû, ve teâvenû alâl birri vet takva ve lâ teâvenû alâl ismi vel udvâni vettekullâh innallâhe şedîdul ıkâb..
--------------------------------------
4.Bölüm Takva Ayetleri
Allah nasip ederse bu bölümde 4 ayetimizle bitiyor.Daha Muttakilerin özellikleri konusu ayrı bir başlıkta açaçağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder