22 Kasım 2016 Salı

SEFERİ /YOLCU NAMAZI VE SÂLAT-I HAVF /KORKU NAMAZI


Seferi, Kişinin herhangi bir nedenle ikamet ettiği yerden kalkıp başka bir yere gitmesi veya gitmek için yola çıkmış kişiye de seferi veya müsafir denilir.
Yolculuk durumu, genel olarak meşakkat ve sıkıntı içerdiğinden bu durumdaki kişi için bazı kolaylıklar getirilmiştir.
Vakitlerine bağlı olan Farz
namazlar 4 rekât olanları yolculukta 2 rekattır. 
Sabah,öğle ,ikindi yatsı namazları iki rekat kılmak gerekiyor.Akşam namazı farzı olduğu gibi kılınır.Farzların yanında sünnetleri de kılınabilir.Kuran'da ibadetlerde yolcuya pek çok kolaylıklar verilmiştir.Bu  kolaylık ve yolcu namazının iki rekat olması Allah'ın emri  ve rasulu uygulaması Kur'an'da göstermiştir.Yani yolculuk boyunca farz namazların 2 rekât namazın o şekilde farz olması sebebiyledir. Korku durumda bir kısaltılabileceğini öğrendik.
Rasullah a.s rivayet edilen Hz. Âişe ve İbn Abbas'tan : Hz. Âişe "Namaz ikişer rekat olarak farz kılındı; sonra hazarda ziyade olundu, seferde ise olduğu gibi bırakıldı" demiş, İbn Abbas da "Allah Teâlâ namazı Peygamberimiz'in dili ile hazarda dört rek`at, seferde iki rekat olarak farz kılmıştır" demiştir (Buhârî, "Salât", 1; Müslim, "Salâtü'l-müsafirîn", 1).
Hazar kelime anlamı :Sabit meskeni olanların oturdukları memleket. 2. Barış ve güven.

Salât-ı Havf’ı Korku namazı 
Ayette Salât-ı Havf’ı(الصَّلاَةِ خِفْتُمْ) Korku namazından bahsetmektir.Yolculukta Korku halinde karşılaşabilecek düşman,sel,yangın, hayvandan korkma, namaz vaktinin çıkma tehlikesi vb. durumlarda seferi namaz 2 rekattan 1 rekatı kılarak kısaltılmış oluyor
Nisa 4/ 101 Yeryüzünde adım attığınızda yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda, kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.
وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِي الأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَقْصُرُواْ مِنَ الصَّلاَةِ إِنْ خِفْتُمْ أَن يَفْتِنَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُواْ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًا
Ve izâ darabtum fîl ardı fe leyse aleykum cunâhun en taksurû mines salâti, in hıftum en yeftinekumullezîne keferû. İnnel kâfirîne kânû lekum aduvven mubînâ(mubînen).
Rasullullah a.s normal yolculuk dışında olup ,tehlike arz ettiği için kısaltmıştır.
Nisa 4/ 102 İçlerinde olur da onlar için namazı tam kılarsan onların bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar ve silahlarını kuşansınlar; secdeyi yaptıktan sonra etrafa çekilsinler. Bu defa namazı kılmamış öbür kısım gelsin, seninle namaz kılsınlar, tedbirli olsunlar ve silahlarını kuşansınlar. Kâfirler ister ki silahlarınızdan ve eşyanızdan uzak kalasınız da üzerinize ani bir baskın yapsınlar. Yağmurdan zarar görür veya hasta olursanız silahlarınızı bir yere koymanızda bir günah yoktur; ama tedbiri elden bırakmayın. Allah o kâfirlere küçük düşürücü bir azap hazırlamıştır.
وَإِذَا كُنتَ فِيهِمْ فَأَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلاَةَ فَلْتَقُمْ طَآئِفَةٌ مِّنْهُم مَّعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ أَسْلِحَتَهُمْ فَإِذَا سَجَدُواْ فَلْيَكُونُواْ مِن وَرَآئِكُمْ وَلْتَأْتِ طَآئِفَةٌ أُخْرَى لَمْ يُصَلُّواْ فَلْيُصَلُّواْ مَعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُم مَّيْلَةً وَاحِدَةً وَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِن كَانَ بِكُمْ أَذًى مِّن مَّطَرٍ أَوْ كُنتُم مَّرْضَى أَن تَضَعُواْ أَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُواْ حِذْرَكُمْ إِنَّ اللّهَ أَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًا
Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne azâben muhînâ
Korku durumu geçtikten sonra namazı tam kılmak ise iki rekatlık yolcu namazını kılmak demektir.
Nisa 4/103 Namazınızı kılarken Allahı anın ayakta iken, otururken ve yanınız üzerinde uzanarak ve yeniden güvenliğinizi sağladığınızda namazlarınızı (eksiksiz) eda edin. Namaz, bütün müminler için günün belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلاَةَ فَاذْكُرُواْ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِكُمْ فَإِذَا اطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَّوْقُوتًا
okunuşu Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Namazın kılınışı; Allah'ın namaz kıl emri ,sadece Rasullullah a.s birlikte farz kılınmadı.Önceki tüm elçilerin ümmedlerede farzdı.İşte bu dinin
kuralı ,öncekilerinde  uygulanmış olan  kılınan “O ,namazı dosdoğru kıl.” أَقِمِ الصَّلَاة  O ,namazı ayakta tut anlamındadır.Zira Alllah elçisinde güzel örnekler vardır.
Ahzap 33/21
Gerçek şu ki, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça ananlar için, Allah'ın peygamberinde, güzel örnekler vardır
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıra ve zekerallâhe kesîrâ.
Namazın bir rekatlık kılınış şekli
Kur'an'da pek çok ayette ruku edenler, secde edenler ,şeklinde ayetler vardır.Bu ayetler insan gün içerinde hem Allah'a yönelme ,bağını,yani hayat namazını, hem de müminlerin namaz ibadeti 
şekilleri içinde taşır
.Bu ayette ''O namazı kıldığında'' ayakta Kıyam, sonra rukû ,ruküdan doğrulma ve iki secde arasında oturmak. Ayette  Rüku ve secdede Allah'ı''Yanlarınız üzerinde anın''İnsanın yanları  kolları ve bacakları üzerinde rüku etmesi , secdeye varması da yanları üzerindedir.
Eğer korkarsanız namazı,yürüyerek yahut binek üstünde kıl.
 Bakara 2/239.Eğer korkarsanız namazı,  yürüyerek yahut binek üstünde kılın. Güvene kavuşunca da bilmediğiniz şeyleri size öğreten Allah’ın öğrettiği gibi namaz kılarak Allah’ı anın.
فَإنْ خِفْتُمْ فَرِجَالاً أَوْ رُكْبَانًا فَإِذَا أَمِنتُمْ فَاذْكُرُواْ اللّهَ كَمَا عَلَّمَكُم مَّا لَمْ تَكُونُواْ تَعْلَمُونَ
Fe in hıftum fe ricâlen ev rukbânâ(rukbânen), fe izâ emintum, fezkurûllâhe kemâ allemekum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne).


Ali-Imran–193. 'Rabbimiz, biz: 'Rabbinize iman edin' diye imana çagrida bulunan çagiriciyi isittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarimizi bagisla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder