30 Ocak 2019 Çarşamba

KUR’ÂN’I OKUMAK ANLAMAK VE AMEL ETMEKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Rahman Ve Rahim Olan ALLAH adıyla


1.Ders :
KURAN KERİM SÖZLÜK ANLAMI  :Kaynağı Yüce Allah, getiren Cebrail (as), tebliğcisi Hz. Muhammed, muhatabı bütün insanlık, misyonu insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartan insanoğluna gönderdiği son ilahı kitaptır.

KURAN KELİME ANLAMI :
Arapçada,ق-ر-أ . Kıraat /okumak filinden türemiştir. Harflerin, kelimelerin bir araya getirilmesi ,toplanması ile çok okunan metin anlamındadır.Kuran-ı Kerim ise kendinden önceki kitapların meyvesini kendisinde cem edip, topladığı için adına Kuran denmiştir.
İstiaze /Allaha sığın emri ;

İstiaze  kelime anlamı Azdıran zarar ve tehlike arzeden amel ve güçlerden Allah’a ve O’nun dinine iltica ve hicret etmek, sığınmak anlamındadır.Halk arasında Eûzü çekmek olarak ,kullanılan bu tabir, "Eûzü billâhi mine'şşeytâni'r racim" İlâhi rahmetten kovulmuş O şeytanın şerlerinden Allah-ü Tealâ’nın ilahi sığın emri, bütün müminler içindir.,
Festeız billâhi  =Allah'a sığın: istiaze kelimesinden türeyen emir kalıbıdır

Nahl 16/ 98.Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!
فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
okunuşu :Fe izâ kare’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm

ARAPÇA OKU KELİME ANLAMI :Arapçada oku kelimesi üç anlamda kullanılır.Bunlardan Biri olmazsa okumada eksiklik olur
1-Kıraat :Toplamak, cem etmek, bir araya getirmek demektir..Zihnin Kalbin okumasıdır

2-Tertil : Acele etmeden, Bir metni yavaş yavaş, dura dura, anlayarak, en uygun düzen içinde sindirerek bir araya getirmek anlamına gelir.

3-Tilavet/Utlu : Dilin okumasıdır Kuran'ın hükmü, tilavet etmektir. bilgiyi hayata aktarması gereğini yapmak, takip etmek nakletme, lafızları arka arkaya dizmek, tekrar etmek, anlamlarına gelmektedir.sesli telaffuzudur

Şeytan  kelime anlamı Sözlükte uzaklaşmak, haktan ve hayırdan ayrılmak muhalefet etmek  anlamındaki شطن  ş-t-n = “şatan” kelimesinden gelmiştir. Bu kelimenin  شيط  ş-y-t  türevi  ise  öfkesinden yanıp tutuşmak manası ise beğenmemek hayırdan  ve  rahmetten uzaklaşmış yanıp helâke mâruz kalmış varlık demektir .çoğulu şeyatin kelimesi şeytanlar şeklinle kullanılmaktadır.

Racim kelime anlamı  :, zann ve zanna dayalı , aslı astarı olmayan Karanlığa taş atmak yani Bilmediği şey (gayb) hakkında atıp tutmak ,taşlanmış, lânetlenmiş kovulmuş sövülmüş.Racim” sözcüğünün mastarı “recm” olup, bu sözcüğün ilk anlamı; öldürmek” demektir. Arapların öldürecekleri kimseyi taşlamak suretiyle öldürmeleri, öldürecekleri kimse ta ki ölene kadar taş atmalarıdır. Sonradan her öldürme işine “recm” denilir Kur’an’da yeri olmamasına rağmen zina suçlularına verilen cezanın adı da buradan gelir.İnsanı manen yaşayan ölüye cevirmesi katil şeytan

Kur’an’a göre Şeytan kaç kısıma ayrılır :
Görünen görünmeyen, insan-cin için kullanılır.Şeytan İnsanın   sahici ve gerçek bir düşmanı olan  ötekisidir. İns'ten olanlar, bilinen, tanınan, görünen, insan şeytanları ve  cin şeytanları bilinmeyen  gizli, kapalı, İblis  duyguları etkileyen gerçek kimliği bilinmeyen şeytânları ifade etmektedir:
İblis   ne demektir  :“iblas” kelimesinden türeyip karamsarlık ve umutsuzluğun çokluğundan kaynaklanan üzüntü ve hüzün manasındadır İblis, itaatsizlik nedeniyle Yüce Allah’ın huzurundan  kovulan özel bir şeytanın ismidir. Şeytan ise cin, insan ve hatta hayvanlardan olan şeytanları kapsayan asi ve baş kaldıran varlık anlamında genel ismidir

Âdem a.s secde etme emrinden önce Şeytanın ismi..
Azazil Azazil (veya Azazel)dir. Arapça karşılığı Hâris'tir.“bekçi” anlamına geliyordu İslâm kaynaklarında anlatıldığına göre Allah, meleklere, Âdem'e secde etmelerini emrettiğinde Azazil, “Ateşten yaratılan birisi yani ölümsüz bir varlık, çamurdan yaratılan birine yani ölümlü birine niçin secde edecekmiş? gibi bir itiraz ileri sürerek, bu secde emrini yerine getirmedi. Bunun üzerine Allah, Azazil’i cennetten kovdu ve ismini de İblis’e çevirdi
Yahudi, Hıristiyan ve Muhammedi Literatürde Allah ın Huzurundan Kovulmuş Melekler isimli eserinde İbn Abbas’tan nakline göre o, iyi mevkide bir melek olarak, bir zamanlar cennetin hazinedarı idi. Belki de bu görevinden dolayı kendisine aynı zamanda Hâris deniliyordu. Hâris, Arapça’da “bekçi” anlamına geliyordu Iblis’i şöyle tanıtmıştır: Allah'ın huzurundan kovulmadan önce ona (Iblis’e) Azazel deniliyordu. Âdem yaratıldığında Allah tüm meleklere, Adem’e secde etmelerini emretti. Fakat İblis bunu reddetti

Allah elçisi Muhammed aleyhisselam sığınma duası

Kur’ân-ı Kerim’de yer alan istiâze, kavramı Muhammed a.s ümmetiyle sınırlı değildir. Allah'ın izni ile önceki Elçilerde Allah'a Sığınmaları ile inananlara kıssalarıyla örneklik klavuzluk yapmışlardır.Muhammed a.s sığınması;
 Müminun Suresi, 23/97-Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn(şeyâtîni).
Müminun Suresi, 23/ 98-Ve Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn

Kur'an okunduğunda nasıl dinleyeceğiz ?
Araf 7/204 Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin.
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn

Kuran kimlere öğüt olur  
 Kaf 50 / 37 Doğrusu bunda, kalbi olana veya şahid olarak kulak veren kimse için bir öğüt vardır.
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
İnne fî zâlike le zikrâ li men kâne lehu kalbun ev elkâs sem’a ve huve şehîdun.


Resûl'e indirileni işittikleri zaman hak olduğunu öğrenirler

Maide 5/ 83 Ve Resûl'e indirileni işittikleri zaman, hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı onların gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Rabb'imiz, biz îmân ettik , artık bizi şâhitlerle beraber yaz...” derler
وَإِذَا سَمِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَى أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُواْ مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ
Ve izâ semiû mâ unzile ilâr resûli terâ a’yunehum tefîdu mined dem’ı mimmâ arafû minel hakk, yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn

Maide 5/ 84
Rabbimizin bizi salihler topluluğuna dahil etmesi ümit ve beklentisi içinde iken, Allah’a ve bize gelen  hakikate niçin inanmayalım.
وَمَا لَنَا لاَ نُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا جَاءنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَن يُدْخِلَنَا رَبَّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ
Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihîn


Kur'an'ı okurken, anlamak için acele etme emri.
Taha 20 /114 Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı okumakta acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِن قَبْلِ أَن يُقْضَى إِلَيْكَ وَحْيُهُ وَقُل رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا
Fe teâlallâhul melikul hak ve lâ ta’cel bil kur’âni minn kabli eyyukdâ ileyke vahyuh ve kur rabbi zidnî ılma
 Allah'ın Bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur.
Bakara 2/ 32 Dediler ki  :Sen Subhan'sın .“Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka ,bizim hiçbir ilmimiz  yoktur. Şüphesiz sen El alim'sin , gizli /açık eşşiz benzersiz herşeyi bilensin.  El Hakim'sin tek hüküm sahibi sensin, verdiğin kararlar , hükümler doğrudur .Her yaptığında mutlaka  hikmetle yapansın.!
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm(hakîmu).

İsra 17/106 Ve Kur’ân’ı, Biz onu insanlara ağır ağır öğrenip öğretesin diye parça parça ayırdık ve Biz onu indirdikçe indirdik!
وَقُرْآناً فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَى مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنزيلاً
Ve kur’ânen faraknâhu li takreehu alen nâsi alâ muksin ve nezzelnâhu tenzîlâ.


 Feraknâ: Bölümlere ,kısımlara , ayırıp inceliklerni özümseyerek  ve açıklaman beyan etmen gibi anlamlara sahiptir
Litakra’ahû:Onu okuman için kinaye Kitap öğrenmek ve öğretmek için okunur ,
Muksin : ağır ağır,yavaş yavaş anlayıncaya kadar uzun sürede okuma

 Furkan 25/32 Yine o inkâr edenler dediler ki: «O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya!» Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle parça parça indirdik ve onu tane tane ayırarak okuduk.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Ve kâlellezîne keferû lev lâ nuzzile aleyhil kur’ânu, cumleten vâhideten, kezâlike li nusebbite bihî fuâdeke ve rattelnâhu tertîlâ

Kuran kulluğumuz için klavuzdur.
Amel defterimizde Kulluğumuzun karnesidir
Kıyamet 75/16:Sakın acelecilik yaparak ona karşı dilini hareket ettirme/depretme
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ
Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
Kıyamet 75/17Muhakkak ki O’nun toplanması ve okunması Bize aittir.
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ
İnne´aleyna cem´ahu ve kur´anehu
Kıyamet 75/18 Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Feiza kare´nahu fettebı´kur´anehu.
Kıyamet 75/19 Sonra onu açıklamak da yalnızca bize düşer.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ
Summe inne aleynâ beyânehu.




Allah'ın hüküm (kararları uygulamak için söz veriyoruz)
Nur 24/ 51 Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: 'İşittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
İnnemâ kâne kavlel mu’minîne izâ duû ilâllâhi ve resûlihî li yahkume beynehum en yekûlû semi’nâ ve ata’nâ ve ulâike humul muflihûn


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder