Rahman Ve Rahim Olan ALLAH adıyla
1.Ders :
KURAN KERİM SÖZLÜK ANLAMI :Kaynağı
Yüce Allah, getiren Cebrail (as), tebliğcisi Hz. Muhammed, muhatabı
bütün insanlık, misyonu insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartan
insanoğluna gönderdiği son ilahı kitaptır.
KURAN KELİME ANLAMI :Arapçada,ق-ر-أ
. Kıraat /okumak filinden türemiştir. Harflerin, kelimelerin bir araya
getirilmesi ,toplanması ile çok okunan metin anlamındadır.Kuran-ı Kerim
ise kendinden önceki kitapların meyvesini kendisinde cem edip, topladığı
için adına Kuran denmiştir.
İstiaze /Allaha sığın emri ;
İstiaze kelime anlamı Azdıran zarar ve
tehlike arzeden amel ve güçlerden Allah’a ve O’nun dinine iltica ve
hicret etmek, sığınmak anlamındadır.Halk arasında Eûzü çekmek olarak
,kullanılan bu tabir, "Eûzü billâhi mine'şşeytâni'r racim" İlâhi
rahmetten kovulmuş O şeytanın şerlerinden Allah-ü Tealâ’nın ilahi sığın
emri, bütün müminler içindir.,
Festeız billâhi =Allah'a sığın: istiaze kelimesinden türeyen emir kalıbıdır
Nahl 16/ 98.Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!
فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
okunuşu :Fe izâ kare’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm
ARAPÇA OKU KELİME ANLAMI :Arapçada oku kelimesi üç anlamda kullanılır.Bunlardan Biri olmazsa okumada eksiklik olur
1-Kıraat :Toplamak, cem etmek, bir araya getirmek demektir..Zihnin Kalbin okumasıdır
2-Tertil : Acele etmeden, Bir metni yavaş yavaş, dura dura, anlayarak, en uygun düzen içinde sindirerek bir araya getirmek anlamına gelir.
3-Tilavet/Utlu : Dilin okumasıdır Kuran'ın hükmü, tilavet etmektir. bilgiyi hayata aktarması gereğini yapmak, takip etmek nakletme, lafızları arka arkaya dizmek, tekrar etmek, anlamlarına gelmektedir.sesli telaffuzudur
Şeytan kelime anlamı Sözlükte
uzaklaşmak, haktan ve hayırdan ayrılmak muhalefet etmek anlamındaki
شطن ş-t-n = “şatan” kelimesinden gelmiştir. Bu kelimenin شيط ş-y-t
türevi ise öfkesinden yanıp tutuşmak manası ise beğenmemek hayırdan
ve rahmetten uzaklaşmış yanıp helâke mâruz kalmış varlık demektir
.çoğulu şeyatin kelimesi şeytanlar şeklinle kullanılmaktadır.
Racim kelime anlamı :, zann ve zanna dayalı , aslı
astarı olmayan Karanlığa taş atmak yani Bilmediği şey (gayb) hakkında
atıp tutmak ,taşlanmış, lânetlenmiş kovulmuş sövülmüş.Racim” sözcüğünün
mastarı “recm” olup, bu sözcüğün ilk anlamı; öldürmek” demektir.
Arapların öldürecekleri kimseyi taşlamak suretiyle öldürmeleri,
öldürecekleri kimse ta ki ölene kadar taş atmalarıdır. Sonradan her
öldürme işine “recm” denilir Kur’an’da yeri olmamasına rağmen zina
suçlularına verilen cezanın adı da buradan gelir.İnsanı manen yaşayan
ölüye cevirmesi katil şeytan
Kur’an’a göre Şeytan kaç kısıma ayrılır :Görünen
görünmeyen, insan-cin için kullanılır.Şeytan İnsanın sahici ve gerçek
bir düşmanı olan ötekisidir. İns'ten olanlar, bilinen, tanınan,
görünen, insan şeytanları ve cin şeytanları bilinmeyen gizli, kapalı,
İblis duyguları etkileyen gerçek kimliği bilinmeyen şeytânları ifade
etmektedir:
İblis ne demektir :“iblas” kelimesinden türeyip karamsarlık ve
umutsuzluğun çokluğundan kaynaklanan üzüntü ve hüzün manasındadır İblis,
itaatsizlik nedeniyle Yüce Allah’ın huzurundan kovulan özel bir
şeytanın ismidir. Şeytan ise cin, insan ve hatta hayvanlardan olan
şeytanları kapsayan asi ve baş kaldıran varlık anlamında genel ismidir
Âdem a.s secde etme emrinden önce Şeytanın ismi..
Azazil Azazil (veya Azazel)dir. Arapça karşılığı Hâris'tir.“bekçi”
anlamına geliyordu İslâm kaynaklarında anlatıldığına göre Allah,
meleklere, Âdem'e secde etmelerini emrettiğinde Azazil, “Ateşten
yaratılan birisi yani ölümsüz bir varlık, çamurdan yaratılan birine yani
ölümlü birine niçin secde edecekmiş? gibi bir itiraz ileri sürerek, bu
secde emrini yerine getirmedi. Bunun üzerine Allah, Azazil’i cennetten
kovdu ve ismini de İblis’e çevirdi
Yahudi, Hıristiyan ve Muhammedi Literatürde Allah ın Huzurundan Kovulmuş
Melekler isimli eserinde İbn Abbas’tan nakline göre o, iyi mevkide bir
melek olarak, bir zamanlar cennetin hazinedarı idi. Belki de bu
görevinden dolayı kendisine aynı zamanda Hâris deniliyordu. Hâris,
Arapça’da “bekçi” anlamına geliyordu Iblis’i şöyle tanıtmıştır: Allah'ın
huzurundan kovulmadan önce ona (Iblis’e) Azazel deniliyordu. Âdem
yaratıldığında Allah tüm meleklere, Adem’e secde etmelerini emretti.
Fakat İblis bunu reddetti
Allah elçisi Muhammed aleyhisselam sığınma duası
Kur’ân-ı Kerim’de yer alan istiâze, kavramı Muhammed a.s ümmetiyle
sınırlı değildir. Allah'ın izni ile önceki Elçilerde Allah'a Sığınmaları
ile inananlara kıssalarıyla örneklik klavuzluk yapmışlardır.Muhammed
a.s sığınması;
Müminun Suresi, 23/97-Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn(şeyâtîni).
Müminun Suresi, 23/ 98-Ve Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn
Kur'an okunduğunda nasıl dinleyeceğiz ?
Araf 7/204 Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin.
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn
Kuran kimlere öğüt olur
Kaf 50 / 37 Doğrusu bunda, kalbi olana veya şahid olarak kulak veren kimse için bir öğüt vardır.
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
İnne fî zâlike le zikrâ li men kâne lehu kalbun ev elkâs sem’a ve huve şehîdun.
Resûl'e indirileni işittikleri zaman hak olduğunu öğrenirler
Maide 5/ 83 Ve Resûl'e indirileni işittikleri zaman, hak olduğunu
öğrendiklerinden dolayı onların gözlerinin yaşla dolup taştığını
görürsün. “Rabb'imiz, biz îmân ettik , artık bizi şâhitlerle beraber
yaz...” derler
وَإِذَا سَمِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَى أَعْيُنَهُمْ
تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُواْ مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ
رَبَّنَا آمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ
Ve izâ semiû mâ unzile ilâr resûli terâ a’yunehum tefîdu mined dem’ı
mimmâ arafû minel hakk, yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn
Maide 5/ 84 Rabbimizin bizi salihler topluluğuna dahil etmesi ümit ve beklentisi
içinde iken, Allah’a ve bize gelen hakikate niçin inanmayalım.
وَمَا لَنَا لاَ نُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا جَاءنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَن يُدْخِلَنَا رَبَّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ
Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihîn
Kur'an'ı okurken, anlamak için acele etme emri.
Taha 20 /114 Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı okumakta acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِن قَبْلِ أَن يُقْضَى إِلَيْكَ وَحْيُهُ وَقُل رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا
Fe teâlallâhul melikul hak ve lâ ta’cel bil kur’âni minn kabli eyyukdâ ileyke vahyuh ve kur rabbi zidnî ılma
Allah'ın Bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur.
Bakara 2/ 32 Dediler ki :Sen Subhan'sın .“Seni bütün
eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka ,bizim
hiçbir ilmimiz yoktur. Şüphesiz sen El alim'sin , gizli /açık eşşiz benzersiz herşeyi
bilensin. El Hakim'sin tek hüküm sahibi sensin, verdiğin kararlar ,
hükümler doğrudur .Her yaptığında mutlaka hikmetle yapansın.!
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm(hakîmu).
İsra 17/106 Ve Kur’ân’ı, Biz onu insanlara ağır ağır öğrenip öğretesin diye parça parça ayırdık ve Biz onu indirdikçe indirdik!
وَقُرْآناً فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَى مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنزيلاً
Ve kur’ânen faraknâhu li takreehu alen nâsi alâ muksin ve nezzelnâhu tenzîlâ.
Feraknâ: Bölümlere ,kısımlara , ayırıp inceliklerni özümseyerek ve açıklaman beyan etmen gibi anlamlara sahiptir
Litakra’ahû:Onu okuman için kinaye Kitap öğrenmek ve öğretmek için okunur ,
Muksin : ağır ağır,yavaş yavaş anlayıncaya kadar uzun sürede okuma
Furkan 25/32 Yine o inkâr edenler dediler ki: «O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya!» Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle parça parça indirdik ve onu tane tane ayırarak okuduk.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Ve kâlellezîne keferû lev lâ nuzzile aleyhil kur’ânu, cumleten vâhideten, kezâlike li nusebbite bihî fuâdeke ve rattelnâhu tertîlâ
Kuran kulluğumuz için klavuzdur.
Amel defterimizde Kulluğumuzun karnesidir
Kıyamet 75/16:Sakın acelecilik yaparak ona karşı dilini hareket ettirme/depretme
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ
Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
Kıyamet 75/17Muhakkak ki O’nun toplanması ve okunması Bize aittir.
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ
İnne´aleyna cem´ahu ve kur´anehu
Kıyamet 75/18 Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Feiza kare´nahu fettebı´kur´anehu.
Kıyamet 75/19 Sonra onu açıklamak da yalnızca bize düşer.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ
Summe inne aleynâ beyânehu.
Allah'ın hüküm (kararları uygulamak için söz veriyoruz)
Nur 24/ 51 Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: 'İşittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
İnnemâ kâne kavlel mu’minîne izâ duû ilâllâhi ve resûlihî li yahkume beynehum en yekûlû semi’nâ ve ata’nâ ve ulâike humul muflihûn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder