Rahman Ve Rahim Olan Allah Adıyla
السميع= Es-Semi Seme’a kelimesinden türemiştir.Yüce Allah'ın Esmaul Hüsnası olup mubarek ,isim ve sıfatlarındandır Allah'ın bu ismi sıfatı özelliği sadece duyan ve işiten manalarına gelmez aynı zaman da; duyduğuna ve işittiğine icabet eden, duyduğunun ve işittiğinin gereğini yerine getiren anlamlarına da gelmektedir.Es-Semi Her şeyi eşsiz ve benzersiz işiten, eşsiz benzersiz işittiren anlarına gelir. Allah’ın bütün sıfatları gibi işitmesi ve görmesi de küllîdir, mutlaktır ve sonsuzdur. Yani, her şeyi aynı anda görür ve işitir. Görmesi ve duyması için hiçbir alet ve edevata ihtiyaç duymaksızın sınırsız ve sonsuz duyan ve işitendir.Şüpheye yer bırakmayacak şekilde sözlerin ve duaların ardındaki gaybı bilir. Bir şeyin açığını da gizlisini de bilir.Bu sıfatın hakiki mahiyetini idrak etmemiz mümkün değildir
İşitmeyi Allah'a izafe edildiğinde
Bu kelime Kur'anda yaklaşık 45 defa zikredilmektedir.İşitme fiili ile ilişkilendirmek suretiyle Allah’ı hem işiten hem de işittiren olarak tanıtmaktadır.Kur’an’da çoğu defa Allah’ın ilim, basar ve karîb sıfatlarıyla birlikte O’nun sıfatı olarak semîun fiili olarak esmea “işittirdi” ve semia işitti O’na nisbet edilmek suretiyle geçmektedir.
Allah’ın Semî, Alîm geldiğinde Arka planında yatan sebeplerin ne olduğunu bildiğini göstermek için kullanılmıştır.
“Semî, Basîr geldiğinde itaat eden müminler için bir “vaad” olurken; aynı ifadeler kafirler için kullanılınca onlar için bir iyiliğe sevk etmek için korkutma olma özelliğini kazanır Allah, bu sıfatını mutlaka açık veya gizli bir söze karşılık gelecek şekilde kullanmıştır
Marifetullah Kur’an’da kendisini nasıl vasıflandırmışsa ise o öyledir.Yüce Allah bu özelliğini neden hatırlatır
Kur'an insana Yüce Yaratıcı Allah'ın her şeyi işitmesi görmesi bilmesi eşsiz ve benzersiz işiten, eşsiz benzersiz işittiren olduğunu bilincini kazandırır..Fıtratımıza verilmiş bu yeteneklerinin boşuna verilmemiş olduğunu öğretmektedir.Kur’an, yazılı bir metinden ziyade bir hitaptır. O, bu yönüyle kulaklara seslenen bir çağrıdır. Kur’an’a göre işitme/dinleme,ilahi hitabın insanla buluşması demektir Ayetlerin her birisi Allah’tan insana birer hitap olduğu için işitme ve kulakla doğrudan ilişkilidirler. Bu anlamlanyla dinlemek inanan inanmayan herkesin öncelikli sorumluluğu olarak belirlenmektedir ki insanın dinleme yükümlülüğü, işittiği söz üzerinde anlayıp muhakeme ederek karara varması demektir.Kur'an'a muhattab olan kullarına işitme sorumluluğun doğru şekilde yerine getirebilmesi için verilen örneklere ve mesajlarına kulak vermelidir.
Es- Semîul Alîm alemlerin Rabbi Allah Göklerde olsun, yerde olsun, gizli olsun, açık olsun kim ne söylemişse, kim ne düşünmüşse bildiği acizliği idrak etmelidir
Enbiyâ sûresi 21/4:De ki ;Benim Rabbim gökteki ve yerdeki her sözü bilir. O, O, Semi'dir, Aliym'dir"
قَالَ رَبِّي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَاء وَالأَرْضِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Kâle rabbî ya’lemul kavle fîs semâi vel ardı ve huves semîul alîm
Yüce Allah, inanan inanmayan tüm insanlığı Kur’an’ı dinlemeye davet etmektedir:
Araf 7/204 Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin.
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn,
Bu çağrıyı kur'an okunurken duyduğunu anlamaya ve icabet etmeye yanaşmayanlar Ayetleri dinlemez , dinletmezler Allah’ın kitabından alıkoymak için engeller çıkarırlar
Fussilet 41/26 / İnkâr edenler: «Bu Kur'ânı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz» dediler.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَسْمَعُوا لِهَذَا الْقُرْآنِ وَالْغَوْا فِيهِ لَعَلَّكُمْ تَغْلِبُونَ
Ve kâlellezîne keferû lâ tesmeû li hâzâl kur’âni velgav fîhi leallekum taglibûn
Allah’ın ayetlerini duyup dinlemede, vicdan, izan, şuur sahibi, kendinden gafil olmayan, fıtrî özelliklerini kaybetmemiş, diri olan ve dinlemeye, kulak vermeye hazır olanlara , bir tezkira, bir öğüt, bir nasihat olur
Kaf 50 / 37 Doğrusu bunda, kalbi olana veya şahid olarak kulak veren kimse için bir öğüt vardır.
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
İnne fî zâlike le zikrâ li men kâne lehu kalbun ev elkâs sem’a ve huve şehîdun.
Bu şekilde Allah'a teslim olanlar ayetleri işittiklerinde etkilenlenlerin kalpleri yumuşar
Kur’an’a göre Allah ile insan arasındaki en dinamik iletişim aracı işitmedir.İlahi mesajın bu özelliğinden dolayı bir insan yaratıcının kendisine gönderdiği haberleri ancak dinleme yoluyla öğrenebilir. Kur’an, hitabı dinleyenleri , ayırtmaksızın her insana ister kültürlü ister kültürsüz olsun, ister ilme susamış olsun, ister olmasın ayetler okunurken, bütün bu insanların içinde sanki her bir ayetin, hislerine duyularına göre düzenlenmiş olduğu hissi uyanır.
Maide 5/ 83 Ve Resûl'e indirileni işittikleri zaman, hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı onların gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Rabb'imiz, biz îmân ettik , artık bizi şâhitlerle beraber yaz...” derler
وَإِذَا سَمِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَى أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُواْ مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ
Ve izâ semiû mâ unzile ilâr resûli terâ a’yunehum tefîdu mined dem’ı mimmâ arafû minel hakk, yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn
Allah'ın ayetlerini can kulağı ile dinleyenler Allahın has kullarından olmayı arzu ederler
Maide 5/ 84Rabbimizin bizi salih kullar arasına katmasını beklerken niçin Allah'a ve Hak'tan bize gelmiş olana iman etmeyelim ?
وَمَا لَنَا لاَ نُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا جَاءنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَن يُدْخِلَنَا رَبَّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ
Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihîn
İşitmek itaat ve sorumluluk gerektirir.
Bizler işittiği halde işitmemiş gibi davranan ve isyan edenlerden olmamalıyız.Ayetlere ,hakikatın doğru kaynağa muhattab olmadan ,kulaktan dolma başkalarının bilgilerini değil,Kur'an'dan işitip dinleyenler bu hak çağrıyı kabul eder.
Ali-Imran3/193. 'Rabbimiz, biz: 'Rabbinize iman edin' diye imana çagrida bulunan çagiriciyi isittik, hemen iman ettik.Rabbimiz, bizim günahlarimizi bagisla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.
رَّبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُواْ بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأبْرَارِ
Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil îmâni en âminû bi rabbikum fe âmennâ, rabbenâ fagfir lenâ zunûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr
Al-i İmran 3/53 Ey Rabbimiz, indirmis oldugun mesaja inandık, Resul'e uyduk, bizleri bu mesajın canlı sahitleri arasına yaz.
رَبَّنَا آمَنَّا بِمَا أَنزَلَتْ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ
Rabbenâ âmennâ bi mâ enzelte vetteba’nâr resûle fektubnâ meaş şâhidîn
Vahye icabet edenler sadece kalbi arasından olacaktır.Diğerleri Manen ölüdürler.
Duymak kulağın eylemi, işitmek ise kalbin eylemidir. Herkes duyar fakat herkes icabet etmez. İnsanı hayvandan ayıran en büyük özelliklerden biride işte budur.
Enam 6/36 Ancak (kalpleriyle) işitebilenler çağrıya karşılık verebilirler . kalben ölüleri ise yalnızca Allah diriltir. Sonrada hepsi O'nun huzuruna çıkarılırlar.
إِنَّمَا يَسْتَجِيبُ الَّذِينَ يَسْمَعُونَ وَالْمَوْتَى يَبْعَثُهُمُ اللّهُ ثُمَّ إِلَيْهِ يُرْجَعُونَ
İnnemâ yestecîbullezîne yesmeûn, vel mevtâ yeb’asuhumullâhu summe ileyhi yurceûn
Öyleyse diriler olmalıyız, kendimizi diriltmeliyiz ki, bu kitap bizi uyarsın
Bu kitap dirileri uyarmak için gelmiştir Fıtratlarını diri tutan insanları uyarır. Diri olan, düşünen, hareket eden, kalbini, gözünü, kulağını kullanan kimseler bu kitabın uyarılarından istifade edeceklerdir. Gözlerini kapatan, kör kesilen, kulaklarını kapatan, sağır kesilen, kalplerini kullanmayan, duvar kesilen, aklını kullanmayan, hayvan kesilen kişi ölmüştür.Mü’min diridir, onun zıddı kâfir ölüdür.Küfür,ölü yaşamaktır Düşünemeyenler, akıl edemeyenler, duyamayanlar, göremeyenler, hissedemeyenler ölü demektir.
Yasin 36/70 Kur'an, Diri olanları uyarıp-korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için indirilmiştir
لِيُنذِرَ مَن كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِرِينَ
Li yunzire men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn
Yaşadıkları halde ölülüğü seçenlere de bir şey anlatılmaz.
Ölü olunca sağırlaşmıştır bu davetini duyuramazsın,Ayetlerimize iman eden kimselere işitebilir , Müslüman olanlar bu kitabı işitirler, anlarlar, dinlerler ve iman ederler ve hayatlarını düzene korlar
Neml süresi 27/80 Muhakkak ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da hak çağrıyı işittiremezsin.,
إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَى وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاء إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ
İnneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn
Kur'an Kaynağı Allah rasulunun getirdiği mesajlara mümin olanların sözü: İşittik ve itaat edenlerdir.
Nur 24/ 51 Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: 'İşittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
İnnemâ kâne kavlel mu’minîne izâ duû ilâllâhi ve resûlihî li yahkume beynehum en yekûlû semi’nâ ve ata’nâ ve ulâike humul muflihûn
Vahiy diliyle sem vahye muhatap olana yüklenen birinci sorumluluktur
Maide 5/7 Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı takvalı olun . Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَاقَهُ الَّذِي وَاثَقَكُم بِهِ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh- innallâhe alîmun bizâtis sudûr
Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyanlar sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar
Zümer 39/ 18 O kimseler ki sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar uyarlar. İşte onlar o kimselerdir ki, onları Allah hidayete erdirmiştir. Ve işte selim akıllara sahip olanlar da ancak onlardır.
الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahsenehu, ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb
Kur’anın ibretlik öğütleri bir kulağınızdan girip öbür kulağınızdan çıkmasın
Enfal 8/20 Ey iman edenler, Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. İşitip durduğunuz halde onun emirlerinden yüz çevirmeyin!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَلاَ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَأَنتُمْ تَسْمَعُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû etîullâhe ve resûlehu ve lâ tevellev anhu ve entum tesmeûn
Enfal 8/21 Ve dinlemetikleri halde «İşittik!» diyenler gibi olmayın!
وَلاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ قَالُوا سَمِعْنَا وَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ
Ve lâ tekûnû kellezîne kâlû semi’nâ ve hum lâ yesmeûn
Enfal 8/22 Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, gerçeği akıllarına koymayan o sağır ve dilsizlerdir.
إِنَّ شَرَّ الدَّوَابَّ عِندَ اللّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لاَ يَعْقِلُونَ
İnne şerred devâbbi indallâhis summul bukmullezîne lâ ya’kılûn
İşiten işittirdiren Allah'tır
Enfal 8/23 Allah onlarda hayır görseydi onlara işittirirdi, işittirseydi yine de aldırmaz arka dönerlerdi.
وَلَوْ عَلِمَ اللّهُ فِيهِمْ خَيْرًا لَّأسْمَعَهُمْ وَلَوْ أَسْمَعَهُمْ لَتَوَلَّواْ وَّهُم مُّعْرِضُونَ
Ve lev alimallâhu fî him hayran le esmeahum, ve lev esmeahum le tevellev ve hum mu'ridûn
Allah ve Resulünün çağırdığı şeylerin tamamı bize hayat veren şeylerdir ve onlardan mahrum olanlar da ölüdür.
Enfal 8/24 Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûn
O, sizin için bir hayır kulağıdır.
Tevbe 9/ 61 Onlardan bazıları da nebiyi incitiyorlar. ve "O her söyleneni dinleyen uzun↔bir kulaktır" derler. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. O, Allah'a iman eder ve mü'minlere inanır güvenir. İman edenler için bir rahmettir. Allah'ın elçisini incitenlere can yakıcı ,elim bir azap vardır."وَمِنْهُمُ الَّذِينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيِقُولُونَ هُوَ أُذُنٌ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ آمَنُواْ مِنكُمْ وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Ve minhümüllezine yü´zunen nebiyye ve yekulune hüve üzün kul üzünü hayril leküm yü´minü billahi ve yü´minü lil mü´minıne ve rahmetül lillezıne amenu minküm vellezıne yü´zune rasulellahi lehüm azabün elım
uzunun : أُذُنٌ Uzun arapçada İşitme organı bir kulak anlamındadır Allah rasulu'ne gerek öğrenmek için gerek dertlerini anlatmaya gelenleri çok dinlediği için işitme organı olan kulak gibi adamdır. Onları dinleyip duruyor. diyen Müşriklerin Allah rasulune taktıkları bir lakaptır
O herkesi ,her şeyi dinleyen kulaktır. diyorlardı Yüce Allah ( üzünü hayril leküm) O sizin için bir hayır kulağıdır. buyurarak.Elçisi ve tüm müminlerin İnsan fıtratına verilen hiç bir şey amaçsız boşuna olmadığını. Kulak ve tüm azalarımızın asıl işlevi Allah için rızasına nail olmak, hayır kazanmak için kullanlmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder