Kur’an, Allah hakkında bilir-bilmez konuşmayı açıkça yasaklar:
Araf 7/33 De ki: «Rabbim, ancak açık, gizli bütün hayasızlıkları, her türlü günahı, haksız yere isyanı ve Allah'a, hiçbir zaman bir delil indirmediği herhangi birşeyi ortak koşmanızı ve Allah'a bilmediğiniz şeyler yakıştırmanızı yasakladı.
قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالإِثْمَ وَالْبَغْيَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَأَن تُشْرِكُواْ بِاللّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَأَن تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Kul innemâ harrame rabbiyel fevâhişe mâ zahere minhâ ve mâ batane vel isme vel bagye bi gayril hakkı ve en tuşrikû billâhi mâ lem yunezzil bihî sultânen ve en tekûlû alâllâhi mâ lâ ta’lemûn
Zümer 39 /38 Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki:" Peki Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: Hasbiyallâhu, aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn ↔Allah bana yeter.Tevekkül edenler ,Sadece O’na tevekkül ederler.”
Âl-i İmran 3/135 Yine onlar bir kötülük işlediklerinde ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affedebilir? Onlar işledikleri günahlarda bile bile ısrar etmezler.
وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُواْ فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُواْ أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُواْ اللّهَ فَاسْتَغْفَرُواْ لِذُنُوبِهِمْ وَمَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ وَلَمْ يُصِرُّواْ عَلَى مَا فَعَلُواْ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Vellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfusehum zekerûllâhe festagferû li zunûbihim, ve men yagfiruz zunûbe illâllâhu ve lem yusırrû alâ mâ fealû ve hum ya’lemûn (ya’lemûne).
Neml 27/92 Ve Kur'ân'ı okumam emredildi. Artık doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ
Ve en etluvel kur’ân, fe menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsihî, ve men dalle fe kul innemâ ene minel munzirîn
Haşr 59/18-Ey iman edenler, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır;
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin... vettekullahe. innallahe habiyrun bima ta´melune.
Allah'a karşı sorumluluk duymayanlar fasıklardır
Haşr 59/19-Allah´ı unutan ve bu yüzden Allah´ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Ve la tekunu kelleziyne nesullahe feensahum enfusehum ulaike humulfasikune.
Araf 7/33 De ki: «Rabbim, ancak açık, gizli bütün hayasızlıkları, her türlü günahı, haksız yere isyanı ve Allah'a, hiçbir zaman bir delil indirmediği herhangi birşeyi ortak koşmanızı ve Allah'a bilmediğiniz şeyler yakıştırmanızı yasakladı.
قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالإِثْمَ وَالْبَغْيَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَأَن تُشْرِكُواْ بِاللّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَأَن تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Kul innemâ harrame rabbiyel fevâhişe mâ zahere minhâ ve mâ batane vel isme vel bagye bi gayril hakkı ve en tuşrikû billâhi mâ lem yunezzil bihî sultânen ve en tekûlû alâllâhi mâ lâ ta’lemûn
El Vekil
Zümer 39 /38 Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki:" Peki Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: Hasbiyallâhu, aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn ↔Allah bana yeter.Tevekkül edenler ,Sadece O’na tevekkül ederler.”
وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâhu, kul e fe raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetihi, kul hasbiyallâhu, aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn
Âl-i İmran 3/ 79 Allah'ın kendisine kitap, hikmet ve nubuvvet vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: «Allah'a değil bana kul olun» diyebilme yetkisi yoktur. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz.
مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُؤْتِيَهُ اللّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُواْ عِبَادًا لِّي مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِن كُونُواْ رَبَّانِيِّينَ بِمَا ﴾كُنتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنتُمْ تَدْرُسُونَ ﴿٧٩
Mâ kâne li beşerin en yu’tiyehullâhul kitâbe vel hukme ven nubuvvete summe yekûle lin nâsi kûnû ıbâden lî min dûnillâhi ve lâkin kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâhu, kul e fe raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetihi, kul hasbiyallâhu, aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn
Rabb
مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُؤْتِيَهُ اللّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُواْ عِبَادًا لِّي مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِن كُونُواْ رَبَّانِيِّينَ بِمَا ﴾كُنتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنتُمْ تَدْرُسُونَ ﴿٧٩
Mâ kâne li beşerin en yu’tiyehullâhul kitâbe vel hukme ven nubuvvete summe yekûle lin nâsi kûnû ıbâden lî min dûnillâhi ve lâkin kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn
💗💗💗💗💗💗💗
2-Din
Tevbe 9/33 Müşrikler istemese de O dini bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur.
Tevbe 9/33 Müşrikler istemese de O dini bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn
3-Zikir
وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُواْ فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُواْ أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُواْ اللّهَ فَاسْتَغْفَرُواْ لِذُنُوبِهِمْ وَمَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ وَلَمْ يُصِرُّواْ عَلَى مَا فَعَلُواْ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Vellezîne izâ fealû fâhişeten ev zalemû enfusehum zekerûllâhe festagferû li zunûbihim, ve men yagfiruz zunûbe illâllâhu ve lem yusırrû alâ mâ fealû ve hum ya’lemûn (ya’lemûne).
4-Hidayet
Bakara 2/120 Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
َلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr
َلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr
Neml 27/92 Ve Kur'ân'ı okumam emredildi. Artık doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ
Ve en etluvel kur’ân, fe menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsihî, ve men dalle fe kul innemâ ene minel munzirîn
5-Hamd
Hadid 57/24 Kendini beğenip övünenler, cimrilik ederler. ve insanlara da cimriliği önerirler. Allah yolunda harcamaktan kim yüz çevirirse şüphesiz Allah Ganî’dir hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, El- Hamid yaptığını da güzel yapan. övgüye layık olandır
الَّذِينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبُخْلِ وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ
Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli, ve men yetevelle fe innellâhe huvel ganiyyul hamîd
Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli, ve men yetevelle fe innellâhe huvel ganiyyul hamîd
6-Takva
Takvalı Olanlar , mutlaka ahret bilinci ile hareket ederler.Haşr 59/18-Ey iman edenler, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır;
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin... vettekullahe. innallahe habiyrun bima ta´melune.
Allah'a karşı sorumluluk duymayanlar fasıklardır
Haşr 59/19-Allah´ı unutan ve bu yüzden Allah´ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Ve la tekunu kelleziyne nesullahe feensahum enfusehum ulaike humulfasikune.
7-Sabır
Yunus 10/109 Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Huve hayrul hâkimîn ↔O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
وَاتَّبِعْ مَا يُوحَى إِلَيْكَ وَاصْبِرْ حَتَّىَ يَحْكُمَ اللّهُ وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ
Vettebi’ mâ yûhâ ileyke vasbir hattâ yahkumallâhu, ve huve hayrul hâkimîn
8-İşitme
Araf 7/204 Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin.
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn
Ankebut 29/ 2 İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “İman ettik - inandık ettik” demeleriyle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?
أَحَسِبَ النَّاسُ أَن يُتْرَكُوا أَن يَقُولُوا آمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ
E hasiben nâsu en yutrekû en yekûlû âmennâ ve hum lâ yuftenûn
Ankebut 29/ 3 Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, sadık /doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.
وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللَّهُ الَّذِينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبِينَ
Ve lekad fetennellezîne min kablihim fe le ya’lemennellâhullezîne sadakû ve le ya’lemenel kâzibîn
Ankebut 29/ 4 Yoksa kötülük/ seyyiat yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ أَن يَسْبِقُونَا سَاء مَا يَحْكُمُونَ
Em hasibellezîne ya’melûnes seyyiâti en yesbikûnâ, sâe mâ yahkumûn
Kâle rabbi fe enzırnî ilâ yevmi yub’asûn
Sad 38/80 Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın."
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ
Kâle fe inneke minel munzarîn
Sad 38/81 O belli gün gelinceye kadar
إِلَى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
İlâ yevmil vaktil ma’lûm
Sad 38/82 Dedi ki: "Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp kışkırtacağım."
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
Kâle fe bi izzetike le ugviyennehum ecmaîn
Sad 38/83 Ancak içlerinden Senin muhlis olan kulların hariç
إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ
İllâ ibâdeke minhumul muhlasîn
----------------------------
Kur'an'dan Dualar👐👐
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn
9-Fitne(imtihan)
أَحَسِبَ النَّاسُ أَن يُتْرَكُوا أَن يَقُولُوا آمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ
E hasiben nâsu en yutrekû en yekûlû âmennâ ve hum lâ yuftenûn
Ankebut 29/ 3 Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, sadık /doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.
وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللَّهُ الَّذِينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبِينَ
Ve lekad fetennellezîne min kablihim fe le ya’lemennellâhullezîne sadakû ve le ya’lemenel kâzibîn
Ankebut 29/ 4 Yoksa kötülük/ seyyiat yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ أَن يَسْبِقُونَا سَاء مَا يَحْكُمُونَ
Em hasibellezîne ya’melûnes seyyiâti en yesbikûnâ, sâe mâ yahkumûn
10-İstiaze
Sad 38/79 İblis: «Ya Rab! O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver.» dedi.
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَKâle rabbi fe enzırnî ilâ yevmi yub’asûn
Sad 38/80 Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın."
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ
Kâle fe inneke minel munzarîn
Sad 38/81 O belli gün gelinceye kadar
إِلَى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
İlâ yevmil vaktil ma’lûm
Sad 38/82 Dedi ki: "Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp kışkırtacağım."
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
Kâle fe bi izzetike le ugviyennehum ecmaîn
Sad 38/83 Ancak içlerinden Senin muhlis olan kulların hariç
إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ
İllâ ibâdeke minhumul muhlasîn
11-Kitabımız isim ve sıfatları
-el- Mübin Açık ve anlaşılabilir şekilde, gerçekleri açıklayan
Nisa 4/174 Ey insanlar! bâkın size rabbınızdan bürhan geldi, size açık bir nur indirdik
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُّبِينًا
Yâ eyyuhân nâsû kad câekum burhânun min rabbikum ve enzelnâ ileykum nûran mubîn
Neml 27/1 Tâ-Sîn. Bunlar Kur’an’ın, apaçık bir kitabın âyetleridir.
طس تِلْكَ آيَاتُ الْقُرْآنِ وَكِتَابٍ مُّبِينٍ
Tâ sîn, tilke âyâtul kur’âni ve kitâbin mubîn
Neml 27/2 Mü'minler için bir hidayet ve müjdedir.
هُدًى وَبُشْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ
Huden ve buşrâ lil mu’minîn
Nahl 16/ 102 De ki: iman edenleri sağlamlaştırmak ve Müslümanlar için bir yol gösterici ve müjde olarak Ruhu'l-Kudüs O'nu, Rabbinin katından hak olarak indirdi.
قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذِينَ آمَنُواْ وَهُدًى وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ
Kul nezzelehu rûhul kudusi min rabbike bil hakkı li yusebbitellezîne âmenû ve huden ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).
12-Şefaat
Yunus 10/3 Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip çeviren Allah'tır. *Onun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz* İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?
إِنَّ رَبَّكُمُ اللّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الأَمْرَ مَا مِن شَفِيعٍ إِلاَّ مِن بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلاَ تَذَكَّرُونَ
İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşi yudebbirul emrmâ min şefîin illâ min ba'di iznihî, zâlikumullâhu rabbukum fa'budûhu, e fe lâ tezekkerûn
إِنَّ رَبَّكُمُ اللّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الأَمْرَ مَا مِن شَفِيعٍ إِلاَّ مِن بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلاَ تَذَكَّرُونَ
İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşi yudebbirul emrmâ min şefîin illâ min ba'di iznihî, zâlikumullâhu rabbukum fa'budûhu, e fe lâ tezekkerûn
Enbiya 21/ 28 O ,onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O’nun razı olduğu kişiden başkasına şefaat etmezler. Ve onlar O'na,saygılarından titrerler.
يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَى وَهُم مِّنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ
Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve lâ yeşfeûne illâ li menirtedâ ve hum min haşyetihî muşfikûn(muşfikûne).
----------------------------
Kur'an'dan Dualar👐👐
İsra 17/ 56 De ki: “Onu bırakıp da ilâh diye zanda bulunduklarınızı çağırın Onlar, başınızdaki darlığı /sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirme gücüne maliktirler
قُلِ ادْعُواْ الَّذِينَ زَعَمْتُم مِّن دُونِهِ فَلاَ يَمْلِكُونَ كَشْفَ الضُّرِّ عَنكُمْ وَلاَ تَحْوِيلاً
Kulid’ûllezîne zeamtum min dûnihî fe lâ yemlikûne keşfed durri ankum ve lâ tahvîlâ(tahvîlen)
قُلِ ادْعُواْ الَّذِينَ زَعَمْتُم مِّن دُونِهِ فَلاَ يَمْلِكُونَ كَشْفَ الضُّرِّ عَنكُمْ وَلاَ تَحْوِيلاً
Kulid’ûllezîne zeamtum min dûnihî fe lâ yemlikûne keşfed durri ankum ve lâ tahvîlâ(tahvîlen)
Al-i İmran 3/26 Deki: ey mülkün sahibi Allahım! Dilediğine mülk verirsin, dilediğinden de mülkü çeker alırsın, ve dilediğini azîz edersin, dilediğini zelil edersin, hayır yalnız senin elindedir, muhakkak ki sen her şey'e kadirsin
قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Al-i İmran 3/27 Geceyi gündüzün içinde sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın, ölüden diri çıkarırsın diriden ölü çıkarırsın, dilediğine de hisabsız rızk verirsin
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın).
قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Al-i İmran 3/27 Geceyi gündüzün içinde sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın, ölüden diri çıkarırsın diriden ölü çıkarırsın, dilediğine de hisabsız rızk verirsin
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın).
DUHA SÜRESİ
Duha 93/1 Kuşluk duhâ vaktine andolsun,
وَالضُّحَى
Ved duhâ
Duha 93/2 Karanlığın çöktüğü ve sakinleştiği vakit geceye andolsun ki,
وَاللَّيْلِ إِذَا سَجَى
Vel leyli izâ secâ.
Duha 93/3 Rabbin, seni ne terketti, ne de sana darıldı
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَى
Mâ veddeake rabbuke ve mâ kalâ.
Duha 93/4 Gerçekten işin sonu senin için başından daha iyi olacaktır.
وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَّكَ مِنَ الْأُولَى
Ve lel âhıratu hayrun leke minel ûlâ.
Duha 93/5 Şüphesiz, Rabbin sana ihsan edecek ve sen de hoşnut olarak rızaya ereceksin
وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَى
Ve le sevfe yu’tîke rabbuke fe terdâ
وَالضُّحَى
Ved duhâ
Duha 93/2 Karanlığın çöktüğü ve sakinleştiği vakit geceye andolsun ki,
وَاللَّيْلِ إِذَا سَجَى
Vel leyli izâ secâ.
Duha 93/3 Rabbin, seni ne terketti, ne de sana darıldı
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَى
Mâ veddeake rabbuke ve mâ kalâ.
Duha 93/4 Gerçekten işin sonu senin için başından daha iyi olacaktır.
وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَّكَ مِنَ الْأُولَى
Ve lel âhıratu hayrun leke minel ûlâ.
Duha 93/5 Şüphesiz, Rabbin sana ihsan edecek ve sen de hoşnut olarak rızaya ereceksin
وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَى
Ve le sevfe yu’tîke rabbuke fe terdâ
Duha 93/6 O seni yetim olarak bulup bir sığınak vermedi mi?
أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَى
E lem yecidke yetîmen fe âvâ.
Duha 93/7 Seni şaşırmış bulup da doğru yola eriştirmedi mi?
وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَى
Ve vecedeke dâllen fe hedâ.
Duha 93/8 Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin kılmadı mı ?
وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَى
Ve vecedeke âilen fe agnâ.
أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَى
E lem yecidke yetîmen fe âvâ.
Duha 93/7 Seni şaşırmış bulup da doğru yola eriştirmedi mi?
وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَى
Ve vecedeke dâllen fe hedâ.
Duha 93/8 Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin kılmadı mı ?
وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَى
Ve vecedeke âilen fe agnâ.
Duha 93/9 Öyleyse sakın yetimi ezme!
فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ
Fe emmâl yetîme fe lâ takher
Duha 93/10 İsteyene de kaba davranma, onu azarlama!
وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ
Ve emmâs sâile fe lâ tenher.
Duha 93/11 Rabbinin nimetini de durmadan anlat.
وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Ve emmâ bi ni’meti rabbike fe haddis.
فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ
Fe emmâl yetîme fe lâ takher
Duha 93/10 İsteyene de kaba davranma, onu azarlama!
وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ
Ve emmâs sâile fe lâ tenher.
Duha 93/11 Rabbinin nimetini de durmadan anlat.
وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Ve emmâ bi ni’meti rabbike fe haddis.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder