8 Kasım 2016 Salı
NAMAZ (SALAT)'IN TANIMI GAYESİ
*Kuran'da Namaz kelimesinin ,arapçası Salat'tır.*
Türkçe konuşanlar salât’a “namaz” derler. Namaz,Farsça ibadet anlamına gelen nemaz’dan Türkçe’ye geçmiştir (Lisan'ul-Arab) uzman alimleri tarafından 18 kadar anlamı tesbit edilmiştir.
Arapça da Salat kelimesinin kök harfleri s-l-v dir.Bu kökten türeyen kelime ve fiillerin kullanım biçimleri farklı anlamlarda kullanılmıştır.
Es-salat kelime kök anlamlarından :
Bir şeyi bırakmamak ve sürekli arkasında olmak
Her müminin sürekli yapması gereken ve hiç bir şart altında terk edemeyeceği tek ibadettir. Sadece şekilsel değildir.
Diğer anlamlarından bazıları;
Salat” kelimesi, Arapçada genellikle “duâ” manasına kullanılır.
Destek \ana sutun
Rahmet
Dua ve istiğfar -
ibadet,mescid
Din
Devamlılik
Zikir
kulluk-yaratılış amacına uygun hareket etmek gibi anlamlara gelmektedir.
Namaz/Salat bilincli isteyerek bilerek yönelmedir
Namaz kişinin bedeni, dili ve kalbiyle,bütün varlığıyla
Allah’a yönelmesi halidir.
Namaz kulun, Allah’ın huzuruna kabul edilmesidir.
Namaz sadece Allah'a secdeyle önünde eğilmektir
Namaz tüm kainatın sahitliğinde secdesiyle , bilincli isteyerek bilerek sahit olmaktır.
Allah’a kulluk etmenin, hayırlı ümmed olarak kaynaştırıcı özelliği taşıyan namazın dış görünüşü bir takım şekiller ve zikir her ayrıntısındaki asıl gaye namazı,Allah'a adamak onunla konuşmak ve O’na yakınlaşmaktır.
Namaz ibadettir ,derken aslında dinimizi ayakta tutan demiş oluyoruz.Salat kelimesinin,esas kök anlamı destek\ana sutun direk İnsanın dinini desteklediği için Hz Rasullah aleyhisselâm “Namaz dinin direğidir,onu doğrultan dini doğrultmuş olur, onu yıkan dini yıkmış olur”buyurmuştur (Müslim, “Śalât”, 215; Nesâî, “Mevâķītü’ś)
Namaza başlamadan önce; yerine getirilmesi gereken ve namaz içerisinde tesbih kıyam,rükû ve secde gibi şekilleri içinde taşıdığı belli davranışlar vardır.
Kıldığımız namaz '' salat ''kelimesinin ayetlerdeki özellikleri
Namaz kelimesi Kur'an'da Ekamesselat: kalk ve yönel süreklilik anlamına gelen namaz Kur’an’da Esselat kelimesi kame ,yani kalkmak kelimesiyle geldiğinde;marife olarak yani “El” takısıyla gelmiştir.İkâme ile birlikte türevleriyle ekîmus's salat /Yukîmûne'salât /el mukîmîne's salat bu kelimeler kılınan farz namaz tanımlayan ayetlerdir.
Niçin Namaz kılarız.?
1-Kötülüklerden alıkoyduğu için
2-Allah'ı hatırlamak zikrullah ve Allah'ın bizi hatırlaması anması için
Kötülüklerden Alıkoyarsa Namazı bilincli kılıyoruz demektir
Ankebut 29/45. Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.
اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَۖ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَىٰ عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِۗ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn
Bakara 2/152 Öyleyse yalnızca Beni anın, Ben de sizi anayım; ve yalnızca Bana şükredin ve nankörlük etmeyin.
فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ
Fezkurûnî ezkurkum veşkurû lî ve lâ tekfurûn(tekfurûni).
Kuran'a, göre ibadetler gönülden amacına uygun olmalı
Dinimizdeki her ibadetin gayesi amaçı vardır.Boşuna değildir. Bir yandan Rabbimiz Allah diyor mala paraya tapıyor,Rabbim Allah diyor türbelere,aracılara koşuyor vb..
Enam 6/162 De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.
قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Kul inne salati ve nüsüki ve mahyaye ve mematı lillahi rabbil alemın
Hayat Namazı
Bize hayat veren maddi kalp ile manevi kalp arasında nasıl bir bağlantı varsa,bedenle yapılan namaz ibadetinin ,kur'an ahlakıyla bağlantısı vardır.İkisi birbirini tamamlar.
Namaz kılan insan kulluk görevlerini yerine getirmelidir.Allah ve elçilerine ,meleklerine iman etmiş,malından, canından fedakarlık yapan ,iyiliği emreden kötülükten sakındıran bu özellikler yoksa şekilsel namazın hiç kıymeti yok.
Bakara 177'deki Her namaz kılan kendini iyilik sever, dürüst, ibadet ve itaatinde kabul eder. Ayette yüzün çevrildiği yönden kasıt kalbin kıblesidir.
Bakara 2/177 Asıl İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, Allah rızası için onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir
لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
Leysel birra en tüvellu vücuheküm kibelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be´sai ved darrai ve hıynel be´s*ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun.
Bakara 2/43 Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin.
وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ وَارْكَعُواْ مَعَ الرَّاكِعِينَ,
Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte verkeû mear râkiîn(râkiîne).
Lokman 31/17. 'Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma'rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.
يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا أَصَابَكَۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ
Yâ buneyye ekımıs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbek(esâbeke), inne zâlike min azmil umûr(umûri).
Ayrıca Farz namazların vaktini bildiren ayetlerde namazı dosdoğru ikame et (أَقِمِ الصَّلَاة) farz namazlardır.Birde sünnet ,nafile namazlarının vakitleriyle birlikte tesbih et وَسَبِّحْ şeklinde gelmektedir.
Yüce Allah Namaz Adem aleyhisselam'dan bu yana her ümmede dinin kuralı namazı farz kılmıştır
Şura 42/13 “Allah Nuh'a ne emretmişse onu,sizin için bu dinin kuralı (şeriat ) yapmıştır , Sana vahyettiğimiz , İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini şudur '' Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini çağırdığın İslâm dini, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. ,Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir“
شَرَعَ لَكُم مِّنَ الدِّينِ مَا وَصَّى بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى أَنْ أَقِيمُوا الدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا فِيهِ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ اللَّهُ يَجْتَبِي إِلَيْهِ مَن يَشَاء وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ
Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ
Kur'an'da Namaz Vakitlere bağlı farz olan bir ibadettir
Nisa 4/103 Namazınızı kılarken Allahı anın ayakta iken, otururken ve uzanmış halde ve yeniden güvenliğinizi sağladığınızda namazlarınızı (eksiksiz) eda edin. Namaz, bütün müminler için gününbelirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلاَةَ فَاذْكُرُواْ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِكُمْ فَإِذَا اطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَّوْقُوتًا
okunuşu Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Namaz Yanlızca Yüce Allah'a yapılan ibadettir.
Kuran'ı okuyan bir kişinin Her şeyden haberdar olan, kendisini yaratan, ikram eden ,Allah tarafından gözlem altında olduğunu bilip namaz vakti gelip ben buradayım sadık olacağım suç işlemiyorum deyip de günün belirli saatlerinde imza atması demektir.Namazdan sonra da kötülükten Allaha sığınıp ,azaptan kurtacak ticarete devam ederler.
Taha 20/14 “Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.”
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِيإ
İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî.
Yüce Allah Son peygamber Hz. Muhammed’le ailesine ve tüm müminlere de namaz emredilmektedir:
Kimse kimseye zorlayarak ibadet ettiremez.Yapılan ibadette içten niyetle Allah'a yönelmek gerekmektedir,ancak kişinin kendi isteği ile olur.
Taha 20/131 Dünya hayatının süsü olarak kendilerini imtihan için üst üste nimetler verdiğimiz kişilere gözlerini dikme. Rabbinin verdiği rızık daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَى مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَى
Ve lâ temuddenne ayneyke ilâ mâ mettâ’nâ bihî ezvâcen minhum zehratel hayâtid dunyâ li neftinehum fîhi, ve rızku rabbike hayrun ve ebkâ.
Taha 20/ 130 Onların söylediklerine sabret! Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini övgü ile tesbih et/namaz kıl! Gece saatlerinde de O'nu övgü ile tesbih et/namaz kıl! Gündüzün belli vakitlerinde buna devam et ki Umulur ki böylece rızaya ulaşırsın.
فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا وَمِنْ آنَاء اللَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَى
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kable gurûbihâ, ve min ânâil leyli fe sebbih ve etrâfen nehâri lealleke terdâ. Taha 20/132 Hem ailene (ümmetine) namazı emret, hem de kendin ona sabırla devam et! Biz, senden bir rızık istemiyoruz, seni Biz rızıklandırırız; güzel sonuç takvanındır.
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا نَّحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَى
Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuke, vel âkıbetu lit takvâ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder