
Kuran'da Selam Ayetlerinin Allah'ın barış ve esenlik veren anlamındaki "Es-Selam"Allah’ın mübarek isimlerinden birisidir.
Bu ismin üç manası vardır.
1. Selamete çıkartan.Esenlik barış, huzur,güven veren 2. Selamette olan, yani Selam,emniyet, güven ve esenlik sahibi, yani her çeşit ayıptan selamette, her türlü afetten uzak, emniyet içinde demektir.zatının tüm hata ve kusurlardan münezzeh olması, 3. Kullarına cennette selam veren demektir.
1.Allah'ın kendisi Es-Selam'dır
Allah Selam'dır.Allah Selam'dır.Selam,emniyet, güven ve esenlik sahibi, yani her çeşit ayıptan selamette, her türlü afetten beri, emniyet içinde demektir.Selâm; ismiyle İlahlığının ve hâkimiyetinin zorbalıkla olmadığını yarattıklarına barış, esenlik ve huzuru gerçek kurtuluşun tek kaynağı olduğunu belirtmek için selâm ismini hatırlatı. O, hem dünyada hem de ahirette selâmete eriştirir .O, hem geçmişte kurtuluşun yegâne kaynağıdır hem de gelecekte
Haşr 59/23 Hüvellahillezi lâilâhe hüve O kendisinden başka ilah olmayan Allah dır *El melikul Varlığın mutlak hakîmdir *Kuddûsus Kutsalın kaynağıdır *Selâmul Mutlak kurtuluş ve huzurun membaıdır * Mü'minul Güven ve iman verendir * Müheyminûl iyi ve kötüyü belirlemede mutlak otorite sahibidir *Azîzul Mutlak üstün ve yüce olandır *Cebbarul Her şartta iradesini yürütendir * Mütekkebbir Büyüklüğünde sınırsız olandır*Subhanallahu ammâ yüşrikûn* Eşsiz yüce olan O, onların şirk koştukları herşeyin üstünde dır, aşkındır.
هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).
Es-Selam İsminin Tecelileri
Selâm; insanlara, sıkıntılara karşı kendini müdafaa edebilecek organlar bahşeden, onları verdiği gıdalarla açlıktan kurtaran, çeşitli tedavi yöntemleriyle hastalıklardan şifaya kavuşturan, ilimle cehaletten kurtaran, akıl vererek delilikten koruyan, tevhid inancı ile küfür ve şirkten koruyan, Kur'an indirerek hak yola ulaştıran, iman nimetiyle cehennem azabından kurtaran, örnek klavuz Hz. Muhammed'i ve elçileri göndererek bizleri ve bizden öncekileri kıyamete kadar her türlü tehlikeden selamette kılan, kalplerimizi İslam'a açan, nur-aydınlığa çıkartan ve hidayet eden, kendisi de selamette olan, selametin tek kaynağı, emniyet ve selamete layık olan kullarını emniyet ve selamette kılandır.
2- İslam gelmeden önce cahiliye tahiyyesi vardı.
Cahiliye adetlerinde, selamlaşma ,bir birine uzun hayat dileme şekline Tahiyye, denmekteydi. İslam’dan önce Cahiliyede Araplar karşılaştıkları zaman : Hayyakellah Allah sana ömür versin şeklinde selamlaşırlardı.Ayrıca ,kendi yakın akrabalar dururken,akrabalık ilişkisi olmasada sırf menfaat için dostluk kurma,ilgi ,hürmet gösterme gibi alışkanlıklara sahip olanlar vardı.İslâm gelince Yüce Allah bütün bunun gibi eksik tahiyyeleri selâma değiştirmiştir.Hayyakellah yerine daha doğru ve bilincli hale getirilrdi.Selam kelimesinin İslam,barış,teslimiyet ,esenlik, hepsi dünya ve âhiret, selâmeti içindir.Yüce Allah tüm insanlığa Es-selam sıfatının tecellilerini tanıtıyor.Asıl gaye, isim ve sıfatlarını anlayarak rahmet, bereket, esenlik ,huzur ve barış içinde hayat sağlayacı fiileri hayata uygulamak ve dua ile kaynaşmak..
Müminlerin Selâmı
Selâm, insanlar arasında kullanıldığında,karşısındakine esenlik, barış ve güven dilemeyi ifader. Mü‟minlerin parolası “Es-Selâmu aleykum” cümlesi Allah‟ın selameti ,bereketi rahmeti mağfireti üzerinize olsun anlamında ” Gerek söz ile gerekse davranışlarla ,Benden zarar size gelmez Allahın selam ismini hatırlatarak size O'nun vereceği rahmet ile barışı ,huzuru esenliği,bağışlamasını ,afiyetinizi ve ,hayırlarını diliyorum demektir
1-Bir Selama karşılık onun daha güzeliyle yahut aynısıyla verin.
Nisa 4 /86 Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb'dir, herşeyin hesabını tam yapandır
وَإِذَا حُيِّيْتُم بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّواْ بِأَحْسَنَ مِنْهَا أَوْ رُدُّوهَا إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ حَسِيبًا
Ve izâ huyyîtum bi tehıyyetin fe hayyû bi ahsene minhâ ev ruddûhâ innallâhe kâne alâ kulli şey’in hasîbâ
2-Başka evlere,mekanlara girerken selam verilmeli
Nur 24/27Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)
3-Selam zarar, ziyandan uzakta olma halidir
Nur 24/28 Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Ve eğer size: "Dönün" denirse dönün. Bu, sizin için daha temizdir. Allâh yaptıklarınızı bilendir.
فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّى يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِن قِيلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَى لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ Arapça
Fe in lem tecidû fîhâ ehaden fe lâ tedhulûhâ hattâ yu’zene lekum ve in kîle lekumurciû ferciû huve ezkâ lekum, vallâhu bimâ ta’melûne alîm(alîmun).
4-Akrabaya bizi sarmalayan mümin kardeşlerimize selâm
Günümüzde ev içi çekirdek aile , akrabalık ,aile büyükleri ve küçükleri ve iç içe olan komşuluk, iş mekan gibi toplulukların bir arada olduğu yerlerde insanlar birbirine soğuk,ilişkiler kopmuş şekilde ,huzur ,esenlik yardımlaşma olmamaktadır Birbirlerinden bir haberler.Dünya meşakketlerinden benlik duygularından, toplum,aile,olma seviyesine gelinemiyor. Selam ve selamlaşma evde bulunan aile ve akrabalıKlarda kalplerin ısınmasına başlangıcı olur.
Nur 24/61 Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.
لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى أَنفُسِكُمْ أَن تَأْكُلُوا مِن بُيُوتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ آبَائِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أُمَّهَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ إِخْوَانِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخَوَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَعْمَامِكُمْ أَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخْوَالِكُمْ أَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ أَوْ مَا مَلَكْتُم مَّفَاتِحَهُ أَوْ صَدِيقِكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا فَإِذَا دَخَلْتُم بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلَى أَنفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِّنْ عِندِ اللَّهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُون
Leyse alâl a'mâ haracun ve lâ alâ a'raci haracun ve lâ alâl marîdı haracun ve lâ alâ enfusikum en te'kulû min buyûtikum ev buyûti âbâikum ev buyûti ummehâtikum ev buyûti ihvânikum ev buyûti ehavâtikum ev buyûti a'mâmikum ev buyûti ammâtikum ev buyûti ahvâlikum ev buyûti hâlâtikum ev mâ melektum mefâtihahû ev sadîkıkum, leyse aleykum cunâhun en te'kulû cemîan ev eştâtâ(eştâten), fe izâ dahaltum buyûten fe sellimû alâ enfusikum tahıyyeten min indillâhi mubaraketen tayyibeten, kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum ta'kılûn(ta'kılûne).
Selam’ın emir edilmesinin hikmeti de,
1–Karşılaşanların birbirlerinden duyacakları korkuyu izale
2–Allah'ı selamı ile , gelen kimselere ümidi kesmemesini dilemektir.O'nun İlahi mağfireti gafurun rahim isimleriyle rahmet deryası olduğunu hatırlatmak.
3-Müminin haline yakışan en güzel tevazu,
4–Büyüklere, akrabalara ,dost ,arkadaşlara,güzel davranma Allah' için ikram etme,esenlik dileme
5-Duâ/Tahiyye Hem dünyada hem selamet yurdu ahirette darusselamda hamd dualarıdır.
Selamete eriştirenler neyi unutmayacak ?
Hud 11/73 "Allah'ın dilediğini gerçekleştirmesini mi yadırgıyorsun?" dediler, "Allah'ın rahmet ve bereketi sizin üzerinize olsun ey bu evin insanları, hemen hatırlayın ki, her zaman her övgüye layık olan O'dur; şanı çok yüce olan O!"
قَالُواْ أَتَعْجَبِينَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ رَحْمَتُ اللّهِ وَبَرَكَاتُهُ عَلَيْكُمْ أَهْلَ الْبَيْتِ إِنَّهُ حَمِيدٌ مَّجِيدٌ
Kâlû e ta’cebîne min emrillâhi rahmetullâhi ve berakâtuhu aleykum ehlel beyt(beyti), innehu hamîdun mecîd(mecîdun)
Allah'ın selâmeti,doğduğun gün,öleceğin yeniden dirilteceğin gündede üzerimizdedir
Meryem 19/15: Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!
وَسَلَامٌ عَلَيْهِ يَوْمَ وُلِدَ وَيَوْمَ يَمُوتُ وَيَوْمَ يُبْعَثُ حَيًّا
Ve selâmun aleyhi yevme vulide ve yevme yemûtu ve yevme yub’asu hayyâ(hayyen).
Meryem 19/33 Doğduğum gün ve öleceğim gün ve canlı olarak beas edileceğim (diriltileceğim) gün selâm benim üzerimedir
وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدتُّ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا
Vesselamü aleyye yevme vülidtü ve yevme emutü ve yevme üb´asü hayya
1- Allah'u Esselam ismi ile Ümmet-i Muhammed’e (s.a.v) müminlere selam vermelerini emretmiştir.
En am 6/54 Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O,el gafur günahları örterek bağışlayan Er-rahim ikramı bol çok merhamet edendir
وَإِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Arapça
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun)
2-Bilip bilmeden, insanların İmanlık iddasını reddetmeyin.
Bir kimse diliyle size ben de sizin gibi Müslümanım, ben de sizin gibi Allah’a inanıyorum dediği zaman imanlık iddasını reddetmeyin.Müslüman kardeşimiz olarak esenlik ve güvenlik dileyin.Slm” kökü Kur‟an‟da insanlar için kullanıldığı zaman Sözle esenlik, başarı, güven, emniyet ve kurtuluş dileme.
Nisa 4/94 Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size İslam geleneğine göre selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak: "Sen mü'min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet, Allah katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, El habir yaptıklarınızdan haberi olandır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا ضَرَبْتُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ فَتَبَيَّنُواْ وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ أَلْقَى إِلَيْكُمُ السَّلاَمَ لَسْتَ مُؤْمِنًا تَبْتَغُونَ عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فَعِندَ اللّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٌ كَذَلِكَ كُنتُم مِّن قَبْلُ فَمَنَّ اللّهُ عَلَيْكُمْ فَتَبَيَّنُواْ إِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ darabtum fî sebîlillâhi fe tebeyyenû ve lâ tekûlû li men elkâ ileykumus selâme leste mu’minâ(mu’minen) tebtegûne aradal hayâtid dunyâ fe indallâhi megânimu kesîreh(kesîretun), kezâlike kuntum min kablu fe mennellâhu aleykum fe tebeyyenû innallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîran)
3-Selam İyilik/Esenlik , dilemektir anlamında gelen ayetler
Başı boşluk sergileyenlere taraf olmuyoruz.Size selam esenlik içinde olun, biz cahilleri benimsemeyiz.Tercih ettiğiniz üzere bulunduğunuz amelleriniz, bozuk düzen tavırlarınız sizin olsun,müslümanca tavırlarımız da bizim olsun deyin diyor. Eğer yok hala devam edecekseniz Allaha ısmarladık
Kasas 28/55: Onlar Boş ve yararsız olan sözü işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve: 'Bizim amellerimiz bize sizin amelleriniz sizedir. Selamun aleykum.Biz cahilleri benimsemeyiz' derler.
وَإِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ أَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِلِينَ
Ve izâ semiûllagve a’radû anhu, ve kâlû lenâ a’mâlunâ ve lekum a’mâlukum selâmun aleykum lâ nebtegîl câhilîn
3-Sataşmalarına karşılık ,esenlik, dileme
İlim için gelenleri kovulmaması hususunda uyarıyor
En am 6/ 52 Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.
وَلاَ تَطْرُدِ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَيْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِمِينَ
Ve lâ tatrudillezîne yed’ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vecheh(vechehu), mâ aleyke min hısâbihim min şey’in ve mâ min hısâbike aleyhim min şey’in fe tatrudehum fe tekûne minez zâlimîn(zâlimîne).
4-Cahillere ;bakın ben selametteyim ,sizde müslüman olun ki esenliğe ulaşasınız derler.
Onların cahilce sözlerinden, sataşmalarından incinmezler ayrılırlarken de onları selamı, İslamı, teslimiyeti hatırlatırlar
Furkan 25/63 Rahman'ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman selam» derler
وَعِبَادُ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
Ve ibâdur rahmânillezîne yemşûne alel ardı hevnen ve izâ hâtabehumul câhilûne kâlû selâmâ(selâmen).
İsra 17/37 Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.
وَلاَ تَمْشِ فِي الأَرْضِ مَرَحًا إِنَّكَ لَن تَخْرِقَ الأَرْضَ وَلَن تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولاً
Ve lâ temşi fîl ardı merehâ(merehan), inneke len tahrikal arda ve len teblugal cibâle tûlâ(tûlen).
5-Allah Muhammed s.a.v 'me İnkarcılıkta ısrar edenlere de esenlik ve selamet dilemesi emretti
Zuhruf 43/88 Onun: "Ya Rab" demesi hakkı için şüphesiz onlar imana gelmez bir kavimdirler.
وَقِيلِهِ يَارَبِّ إِنَّ هَؤُلَاء قَوْمٌ لَّا يُؤْمِنُونَ
Ve kîlihi yâ rabbi inne hâulâi kavmun lâ yu’minûn
Zuhruf 43 / 89 Şimdilik sen onlara aldırma ve: «Size selâm olsun.» de. Onlar yakında bilecekler!
فَاصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَامٌ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Fasfah anhum ve kul selâmun, fe sevfe ya’lemûn
Kur'an Ahlakı Rasullah'ın güzel örnekler vardır.Bize yakışan örnekliğine uymaktır.
Ahzap 33/21 Gerçek şu ki, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça ananlar için, Allah'ın peygamberinde, güzel örnekler vardır
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıra ve zekerallâhe kesîrâ(kesîran).
Bu hitapta sevgi ve şefkat vardır. Selâm, bereketin artmasına,esenliğin hayır ve rahmetin çoğalmasına vesile teşkil eder.Bir mescide veya başkasına ait bir mekana girildiğinde evinize girdiğinizde içeride kimse yoksa, “es-selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi’s-sâlihîn.Ve Eve girerken,ve’s-selâmü aleyküm ehle’l-beyt ve rahmetullâhi ve berekâtüh ev halkı selâmlanır. Namazdan çıkış, kişinin sağındaki, solundaki meleklere selâm verişiyle olur.
Allah rasulu'de ''aranızda selamı yayınız''buyurmuştur.
Topluma karşı sorumluluklarımızın başında, birbirimizi sevmek ve karşılıklı haklarımıza saygı göstermeliyiz. Sevgili Peygamberimiz, birbirimizi sevmeyi imanın gereği olarak kabul etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!”Müslim, İman 93-94
Ebû Hüreyre ra’den rivayet edildiğine göre, Resûlalah sas şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.” (Riyazü’s-Salihin)
Allah'ın tasvip etmediği bir şekilde selâmlayanlar akibeti
.Yahudiler ve münafıkların Onlar Hz. Peygamber'in (s.a.) yanına geldiklerinde Essamü aleyke Ya Eba-l Kasım diyorlar ve böylelikle "Essalâmü Aleyke"nin telaffuzunu bozarak bunu işiten kimselerin kendilerinin selam verdiğini zannetmelerine neden oluyorlardı. Ancak onlar "Essamu aleyke" (ölüm üzerine olsun) dediklerinde Hz. Peygamber (s.a) de kendilerine "ve aleykum" (sizlerin üzerine de olsun) diye karşılık veriyordu. Bir defasında Hz. Aişe dayanamayarak onlara, "ölüm ve Allah'ın laneti de sizlerin üzerine olsun" der Hz. Peygamber (s.a) ise hemen Hz. Aişe'ye "Ya Aişe, Allah kötü sözden hoşlanmaz" diye müdahalede bulunur. Hz. Aişe bunun üzerine Hz. Peygamber'e (s.a.) , "Ya Rasulullah! Ne dediklerini işitmediniz mi? deyince Hz. Peygamber (s.a) "Benim dediğimi duymadın mı? Ben de onlara "sizin üzerinize de olsun dedim", diye cevap verir. (Buhari, Müslim, İbn Cerir, İbn Ebi Hatim) Hz. Rasullullah aleyhisselamla karşılaşınca “Sana ölüm olsun” anlamına gelen Es-samu aleyke şeklinde selâm veriyorlardı.Hz.Muhammed a.s onların bu kaba selâmlarına aleyküm size olsun” diye cevap vermekle yetinir.Bu arada inen bir ayetle yahudilerin bu tavrı kınandı ve onların cehenneme girecekleri bildirildi.
Mucadele 58/ 8 Gizli konuşmaktan yasaklandıktan sonra o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve elçiye karşı gelmek hususunda gizlice toplananları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar. İçlerinden de, “Söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?” diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü varış yeridir!
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ نُهُوا عَنِ النَّجْوَى ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَيَتَنَاجَوْنَ بِالْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَإِذَا جَاؤُوكَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللَّهُ وَيَقُولُونَ فِي أَنفُسِهِمْ لَوْلَا يُعَذِّبُنَا اللَّهُ بِمَا نَقُولُ حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمَصِيرُ
E lem tera ilâllezîne nuhû anin necvâ summe yeûdûne li mâ nuhû anhu ve yetenâcevne bil ismi vel udvâni ve ma’siyetir resûli, ve izâ câûke hayyevke bi mâ lem yuhayyike bihillâhu, ve yekûlûne fî enfusihim lev lâ yuazzibunâllâhu bi mâ nekûlu, hasbuhum cehennem(cehennemu), yaslevnehâ, fe bi’sel masîr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder