2 Aralık 2022 Cuma

10 - H.

 1-El-esmaül-hüsna


En güzel isimler onundur  ayetinin Tevhid Bağlamı
Allah rasulu s.a. indirdiği vahiyin 23 yıllık risaletinin ana konusu Allah'tan başka ilah olmadığını şahidliğine davet etmiştir

Taha suresi, 20/7 Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
وَإِن تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى
Ve in techer bil kavli fe innehu ya’lemus sirre ve ahfâ.

Taha suresi, 20/8 Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. En güzel isimler O'nundur.
اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى
Allâhu lâ ilâhe illâ huve, lehul esmâul husnâ.

RAB

 Araf 7/ 203 Onlara bir âyet (mucize)getirmediğin zaman “Derleseydin ya?” derler. De ki “Ben sadece Rabbim tarafından bana vahyedilene uyarım. Bunlar, Rabbinizden size gelen ayetlerlerdir. İnanıp güvenen bir topluluk için hidayet ve rahmetinden ikramdır
وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِم بِآيَةٍ قَالُواْ لَوْلاَ اجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يِوحَى إِلَيَّ مِن رَّبِّي هَذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Ve izâ lem te’tihim bi âyetin kâlû lev lâctebeytehâ, kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbikum ve huden ve rahmetun li kavmin yu’minûn

💗💗💗💗💗💗

2-Din 

Din kelimesinin Allahın koyduğu hüküm ve kanunlar anlamında

Hac 22/ 78 Allah yolunda hakkıyla mücadele edin. Size fırsat veren O’dur. Bu dinde size bir güçlük yüklememiştir.Atanız İbrahim’in dinine uyun. Allah size daha önce ‘Müslüman /teslim olan’ adını verdi. Bu kitapta da bu adı verdi ki elçimiz size şahit/örnek olsun. Siz de insanlara şahit /örnek olasınız. Namazı tam kılın, zekâtı verin ve Allah’a sıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel ne hayırlı yardımcıdır!
وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللَّهِ هُوَ مَوْلَاكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ
Ve câhidû fîllâhi hakka cihâdihî, huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fîd dîni min haracin, millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmâkumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alân nâsi, fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâhi, huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).

3-Zikir 
En büyük ibadet nedir 
Ankebut 29/45Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar fahşadan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.
اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَۖ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَىٰ عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِۗ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn
4-Hidayet 

Muhammed 47/17 Hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmakta ve kendilerine takvalarını korunma yollarını vermektedir.
وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآتَاهُمْ تَقْواهُمْ
Vellezînehtedev zâdehum huden ve âtâhum takvâhum

Meryem 19/ 76
Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَّرَدًّا
Ve yezîdullâhullezînehtedev hudâ, vel bâkıyâtus sâlihâtu hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun mereddâ

 5-Hamd 
Dini Yanlızca Allah’a Has Kılmak hamd etmek demektir.

Mü'min 40/65 O Hayy'dır daima diridir; O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak Sadece O'na dua edin dualarınızda başkalarını araya sokmayın el hamdu lillâhi rabbil âlemîn Hamd,= âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur!
هُوَ الْحَيُّ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَادْعُوهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Huvel hayyu lâ ilâhe illâ huve fed’ûhu muhlisîne lehud dîn(dîne), el hamdu lillâhi rabbil âlemîn

Gögsün daraltıldığında
Hicr 15/97 Söyledikleri şeylerden ötürü içinin daraldığını kuşkusuz, biliyoruz:
وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
Ve le kad na´lemü enneke yediyku sadruke bima yekulun

Hicr 15/98 Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ
Fe sebbih bi hamdi rabbike ve küm mines sacidı

Kendine zulmettiği zaman
Nasr 110/3 Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh* innehu kane tevvaba

6-Takva 
Hucurat 49/13 Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
Yâ eyyuhennâsu innâ halaknâkum min zekeriv ve unsâ ve cealnâkum şuûbev ve kabâile li teârafû,... inne ekramekum ...indallâhi etkâkum,.. innallâhe alîmun habîr(habîrun).


Allah'a yakınlığı sağlayacak hayvanın eti, derisi, kanı değil, mü’minin takvasıdır.
Hac 22/37Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver.
لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ
Len yenâlallâhe luhûmuhâ ve lâ dimâuhâ ve lâkin yenâluhut takvâ minkum, kezâlike sahharahâ lekum li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum, ve beşşiril muhsinîn


7-Sabır 
Nahl 16/127 Sabret. Sabrın ancak Allah  iledir.. Onlar için hüzne kapılma  ve kurdukları tuzaklardan dolayı da canını sıkma.
وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلاَّ بِاللّهِ وَلاَ تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلاَ تَكُ فِي ضَيْقٍ مِّمَّا يَمْكُرُونَ
Vasbır ve mâ sabruke illâ billâhi ve lâ tahzen aleyhim ve lâ teku fî daykın mimmâ yemkurûn(yemkurûne).

8-İşitme

Fussilet 41/26 / İnkâr edenler: «Bu Kur'ânı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz» dediler.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَسْمَعُوا لِهَذَا الْقُرْآنِ وَالْغَوْا فِيهِ لَعَلَّكُمْ تَغْلِبُونَ
Ve kâlellezîne keferû lâ tesmeû li hâzâl kur’âni velgav fîhi leallekum taglibûn

Araf 7/204
Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin.
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
okunuşu :Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûn,


9-Fitne
Enbiya 21/35 Her canlı ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da fitneleriyle imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz.
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Kullu nefsin zâikatul mevt,(mevti) ve neblûkum biş şerri vel hayri fitneten, ve ileynâ turceûn(turceûne).

10-İstiaze
Nezgun  Şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.def etmek için ne yapmalıyız.?
İsra 17/ 53 Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.
وَقُل لِّعِبَادِي يَقُولُواْ الَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ الشَّيْطَانَ يَنزَغُ بَيْنَهُمْ إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلإِنْسَانِ عَدُوًّا مُّبِينًا
Ve kul li ibâdî yekûlûlletî hiye ahsenu, inneş şeytâne yenzegu beynehum, inneş şeytâne kâne lil insâni aduvven mubînâ

Araf 7/ 16 Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları insanları saptırmak için mutlaka senin dosdoğru yolunda pusu kurup oturacağım."
قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ
Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme).
Araf 7/ 17 "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici= şakirin bulmayacaksın."
ثُمَّ لآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَآئِلِهِمْ وَلاَ تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ
Summe le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an şemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum şâkirîn

Müminun Suresi, 23/97 Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn
Müminun Suresi, 23/ 98 Ve Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn

11-Kitabımız isim ve sıfatları 
Eş-Şifâ: Şifa kaynağı olan
El-Mev’ıza: En etkili ve en güzel öğüt.
Er rahmet şefkat etme, merhamet etmesi
El hidayet /yada el hüda hidayet yolunu gösteren

Yunus 10/ 57 Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn

İsra 17 /82 Biz Kur’ân’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki, müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak sapıklığını artırır.
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَارًا
Ve nünezzilü minel kur´ani ma hüve şifaüv ve rahmetül lil mü´minine ve la yezıdüz zalimıne illa hasara

12-Dünya ve Ahiret hayatı 

Zuhruf 43/33 Eğer insanlar  tek bir ümmet olacak olmasaydı Rahman'ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık.
وَلَوْلَا أَن يَكُونَ النَّاسُ أُمَّةً وَاحِدَةً لَجَعَلْنَا لِمَن يَكْفُرُ بِالرَّحْمَنِ لِبُيُوتِهِمْ سُقُفًا مِّن فَضَّةٍ وَمَعَارِجَ عَلَيْهَا يَظْهَرُونَ
Ve lev lâ en yekûnen nâsu ummeten vâhıdeten le cealnâ limen yekfuru bir rahmâni li buyûtihim sukufen min fıddatin ve meârice aleyhâ yazherûne.

Zuhruf 43/34 Evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar
وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِؤُونَ
Ve li buyûtihim ebvâben ve sururan aleyhâ yettekiûn

Zuhruf 43/35  Ve Zuhruf /süsler/ altın mücevherler . Bütün bunlar dünya hayatının geçimliğinden başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabbinin katında takva sahipleri içindir.
وَزُخْرُفًا وَإِن كُلُّ ذَلِكَ لَمَّا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةُ عِندَ رَبِّكَ لِلْمُتَّقِينَ
Ve zuhrufen, ve in kullu zâlike lemmâ metâul hayâtid dunyâ, vel âhiratu inde rabbike lil muttakîn

13-İMAN

Al-i İmran 3/57 "İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir. Allah, zalim olanları sevmez."
وَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الظَّالِمِينَ
Ve emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Mü'minûn 23/47 Dediler ki; 'Kavmi bize kul köle iken, bizim gibi iki beşere mi inanacağız?
فَقَالُوا أَنُؤْمِنُ لِبَشَرَيْنِ مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا لَنَا عَابِدُونَ
Fe kâlû e nu’minu li beşereyni mislinâ ve kavmuhumâ lenâ âbidûn(âbidûne).

💗💗💗💗💗💗

14-Şefaat

Ortak ayetlerimiz 👈

Nisa 4/85 Kim güzel bir işte yardım/destek yaparsa, yapılan güzel şeyden dolayı oda payını alır. Kimde kötü bir işte yardım/destek yaparsa, o kötülüğün sonucundan kendiside bir pay alır.Allah, herşeyi gözetendir.
مَّن يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُن لَّهُ نَصِيبٌ مِّنْهَا وَمَن يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُن لَّهُ كِفْلٌ مِّنْهَا وَكَانَ اللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقِيتًا
Men yeşfa’ şefâaten haseneten yekun lehû nasîbun minhâ, ve men yeşfa’ şefâaten seyyieten yekun lehu kiflun minhâ. Ve kânallâhu alâ kulli şey’in mukîtâ


a-Şefâatin yalnızca Allah’a ait olduğunu söyleyen âyetler:

Zümer 39 /43 Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? “De ki; Onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl ve şuurdan mahrum olsalar da mı ?
أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ شُفَعَاء قُلْ أَوَلَوْ كَانُوا لَا يَمْلِكُونَ شَيْئًا وَلَا يَعْقِلُونَ
Emittehazû min dûnillâhi şufeâe, kul e ve lev kânû lâ yemlikûne şey’en ve lâ ya’kılûn

Zümer 39 /44 De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/hakimiyeti O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Kul lillâhiş şefâatu cemîan, lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), summe ileyhi turceûn

Zümer 39 /45 Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içine sıkıntı basar. Ama Allah’tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
وَإِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَحْدَهُ اشْمَأَزَّتْ قُلُوبُ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ وَإِذَا ذُكِرَ الَّذِينَ مِن دُونِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ
Ve izâ zukirallâhu vahdehuşmeezzet kulûbullezîne lâ yu’minûne bil âhırati, ve izâ zukirellezîne min dûnihi izâ hum yestebşirûn

Zümer 39 /3
Halis katıksız olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka evliyâ edinenler şöyle derler:"Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Muhakkak ki Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.
أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
E lâ lillâhid dînulhâlisu, vellezînettehazû min dûnihî evliyâe, mâ na’buduhum illâ li yukarribûnâ ilâllâhi zulfâ, innallâhe yahkumu beynehum fî mâ hum fîhi yahtelifûn innallâhe lâ yehdî men huve kâzibun keffâr

Secde 32/4 Allah, O’dur ki, gökleri ve yeri ve aralarında olanları altı günde yarattı; sonra arşı hakimiyeti altına alandır Sizin, O’ndan başka dostunuz , hiç bir şefaatçınız da yoktur.e fe lâ tetezekkerûn Hâlâ tezekkür etmeyecek misiniz?
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn

Nisa 4/69 Kim Allah'a ve Elçi'ye itâ'at ederse işte onlar, Allâh'ın ni'met verdiği peygamberler, sıddiklar,şahitler ve sâlihlerle beraberdir. Onlar da ne güzel rafiktir =arkadaştır
وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا
Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn, ve hasune ulâike rafîk,

➖➖➖➖➖

a-Ahirette Beklenen yanlış şefaat ve şefaatçileri mutlak anlamda reddedip onun fayda vermeyeceğini içeren âyetler (H)👈

En'am 6/ 64 De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız."
قُلِ اللّهُ يُنَجِّيكُم مِّنْهَا وَمِن كُلِّ كَرْبٍ ثُمَّ أَنتُمْ تُشْرِكُونَ
Kulillâhu yuneccîkum minhâ ve min kulli kerbin summe entum tuşrikûn

Maide 5/76 De ki: Allah'ı bırakıp size ne bir zararı dokunacak, ne bir faydası gelecek bir varlığa mı kulluk ediyorsunuz? Ve Allah, her şeyi duyar, bilir.
قُلْ أَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلاَ نَفْعًا وَاللّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Kul e ta’budûne min dûnillâhi mâ lâ yemliku lekum darran ve lâ nef’â(nef’an) vallâhu huves semîul alîm

b-Şefaati izne bağlayan ayetler (H)👈

Yasin 36/23 “O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Er- RAHMAN’ her yeri saran,sınırsız İkram ve Rahmet Sahibi' bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve Ve onlar beni kurtaramazlar.
أَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِ آلِهَةً إِن يُرِدْنِ الرَّحْمَن بِضُرٍّ لاَّ تُغْنِ عَنِّي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا وَلاَ يُنقِذُونِ
E ettehızu min dûnihî âliheten in yuridnir rahmânu bi durrin lâ tugni annî şefâatuhum şey’en ve lâ yunkızûni.

----------------------
Kur'an'dan Dualar 👐👐

Fussilet 41/49 İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.
لَا يَسْأَمُ الْإِنسَانُ مِن دُعَاء الْخَيْرِ وَإِن مَّسَّهُ الشَّرُّ فَيَؤُوسٌ قَنُوطٌ
Lâ yes’emul insânu min duâil hayri ve in messehuş şerru fe yeûsun kanût(kanûtun).


Ali-imran 3/26 Deki: ey mülkün sahibi Allahım! Dilediğine mülk verirsin, dilediğinden de mülkü çeker alırsın, ve dilediğini azîz edersin, dilediğini zelil edersin, hayır yalnız senin elindedir, muhakkak ki sen her şey'e kadirsinقُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’ bi yedikel hayr, inneke alâ kulli şey’in kadîr

Ali-imran 3/27 Geceyi gündüzün içinde sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın, ölüden diri çıkarırsın diriden ölü çıkarırsın, dilediğine de hisabsız rızk verirsin
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın).

Araf 7/23 Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”
قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn

Taha 20 / 25 "Ey Rabbim!" dedi, gögsümüze genişlik ver;
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي
Kâle rabbişrah lî sadrî.
Taha 20 / 26 " işimi kolaylaştır."
وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي
Ve yessir lî emrî.
Taha 20 / 27 dilimdeki düğümü çöz ki
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي
Vahlul ukdeten min lisânî
Taha 20 / 28 Söyleyebileceklerimi anlasınlar
يَفْقَهُوا قَوْلِي
Yefkahû kavlî.

Müslümanın mümin kardeşine yani gıyaben duası
Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli melek ona, ‘Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder👇

Ta Ha 20 / 29 Bana ehlimden bir yardımcı ver.
وَاجْعَل لِّي وَزِيرًا مِّنْ أَهْلِي
Vec’al lî vezîren min ehlî.
Ta Ha 20 /30 Kardeşim Harun.
هَارُونَ أَخِي
Hârûne ahî.
Ta Ha 20 /31 Onunla arkamı kuvvetlendir.
اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي
Uşdud bihî ezrî.
Ta Ha 20 /32 İşimde onu bana ortak et.
وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي
Ve eşrikhu fî emrî.
Ta Ha 20 /33 Böylece seni çok tesbih edelim.
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا
Key nusebbihake kesîrâ
Ta Ha 20 /34 Seni çok zikredelim .
وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا
Ve nezkureke kesîrâ
Ta Ha 20 /35 Şüphe yok ki, sen bizi görüyorsun.
إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرًا
İnneke kunte binâ basîrâ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder