28 Mayıs 2016 Cumartesi

Kur'an'a Göre Dua Terbiyesi


Dua Allah yarattığı her insanın fıtratına kodladığı ihtiyactır

Her toplumun her inançın şekillendirdiği dua ritüelleri vardır.Gerçekten bilmediğimizi ve en güzelini öğreten Allah'tır. Kuranın bütününde dua ayetlerinde Allaha gönülden teslim olarak dua edebilmek, Rabbimizin yüceliği hatırlamak ibadet değeri taşıyan arada vasıta olmaksısızın halini arz ederken,kulun  tevhidi gözeterek  çağrı /nida tazarru/ o'na huşû içinde yalvarma, İstiânei /yardım isteme, FeDlihi /fazlı lutfundan isteme,hayrette kalma / tevbe dönüş ,icabet -da'vet /da'va“ gibi fiiler kullanılmaktadır

Arapça da Dua kelime anlamı  :
Da'vet ve da'va“ gibi ayni kökten gelen kelimedir De-a-ve kök harflerinden türeyen dua kelimesinin lugat sembolleri çağırmak, seslenmek, yalvarıp-yakarmak, sığınmaktır.Aynı zamanda ,dua ve Ibadet aynı kavramın içindedir

Kur'an'a Göre Dua kelimesinin kök anlamları
1. Davet etmek , Çağırmak ,seslenmek,icabet etmek
2. Dava İddia,
3. Bağ kurmak , bağlantı, dayanak,
4. Arzu, istek, yönelme , teklif, teşvik,
5. Allah'tan yardım dilemek, yalvarmak sığınmak

Duanın  anlamı , kuldan Allah’a doğru yapılan çağrı demektir. Dua, kulun kendi varlığının bilincinde olarak acizliğinin idrakine varıp Yaratıcı’ya sığınmasıdır.  Bir başka söyleyişle dua; sınırlı, sonlu ve âciz olan varlığın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğu bir köprüdür. Duâ, insanın kendi kendine yetmediğinin ifadesidir. Dua, Allah'a çıkarılmış dâvettir. Dua, insanın kendi kendine yetmediğini bilmesidir. “Dua, var gücünü, olanca çabasını harcayıp bitiren insanın Allah'a saldığı "imdat" sayhasıdır kulun Yalnızca Rabbine yönelmesi ,yakınlaşması sadece O'ndan medet bekleyerek , yardım dilemesi veya bir istek için huzurunda durmasıdır.

Allah'ın çağrısı :kur'an'a göre Allah  barış yurduna  huzura esenliğe barışa islama  müslüman olmaya çağınr, Öldükten sonra diriltmeye affa ,tevekküle  felaha  cennete çağırır

İnsanın çağrısı:kimileri Allah'a çağınr, hayra ,iyiliği emretmeye kötülük alıkoymaya,takvaya , kimileri İnkara ve şirke nankörlüğe çağırır

 Fussilet 41/33 "Allah’a davet eden ve salih amelde bulunan ve: Gerçekten de ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?
وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِّمَّن دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ
Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne).

Ali imran 3/ 104 Ve içinizden hayra çağıran, ma'rûfu emreden, münkerden men eden bir ümmet bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Veltekumminkum ummetuy yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne-- bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker- ve ulâike humul muflihûn

Şeytanın çağrısı :Ateşe çağırır,şirke , kötülüğü emretmeye ,pis işlere...

Dua Kulluk ise süreklidir yani dua sadece dar zamanlarin eylemi degildir

Hicr,15/ 99 Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet/kulluk et
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakînet


1-Duanız Davetiniz, çağrınız davanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!

Davet iki yönlüdür. 

A-)Allah’ı davet, çağırmaktır .Her an  O'nun emir yasaklarının bilinçli sorumlu davranarak  Her işimize Rabbimizi dahil etmektir. Onun istek ve emirlerine göre hayatımıza yön vermektir. Kurana uygun yaşamaktır. Bunu yapmıyorsak yani davetimiz yoksa, Kuranı işlerimize davet etmiyorsak,  Daha çok yığmak çokluk peşinde koşmak arzu peşinde isek  duamızı, davamızı yitirmişsek, ne değerimiz olabilir.  Bizi terbiye eden Rabbimiz  ne diye bize değer versin! 

B-) Allah’a davettir, çağırmaktır.Yakınlarımızdan başlayarak cevremizdeki ilişki içinde olduğumuz  herkesi Allah’a Kurana çağırmaktır, davet etmektir.Allah’a, Kurana davetimiz, çağrımız yoksa,Bizi terbiye eden Rabbimiz  ne diye bize değer versin!


Furkan 25/ 77 De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır."
قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Kul mâ ya’beu bikum rabbî lev lâ duâukum, fe kad kezzebtum fe sevfe yekûnu lizâmâ

Allah Kullarına Çok Yakın
Allah ile kul arasındaki münasebet konusunda Hz. Peygamber’e yöneltilen soruya
 Kur’an şu cevabı vermiştir:
Bakara 2/186 Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben yakınımdır. Bana dua edilince, duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler.
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, felyestecîbû lî velyu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne)

Bize, şah damarından daha yakın
Şah damarından daha yakın olmak demek ,o insanın aslında ne yaparsa yapsın,nereye gizlenirse gizlensin,ne kadar fısıldayarak konuşsun hatta kimseye söylemese bile içinden ne geçiyorsa geçirsin yaratıcımız Allah tarafından onun bilindiğini ifade eder.Allah'tan başkası bilebilir mi  Allah`ın her an sizinle beraber olduğunu hatta size şah damarınızdan yakın olduğunu unutmayın. 

Kaf 50/16 Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi.

DUA NIN/ ALLAHTAN YARDIM DİLEMENİN USULU

Allah'ın dualarımızı kabul etmesi, bizim Kur'an'a tabi olma şartına bağlıdır
Arzularımızı, isteklerimizi, yönlerimizi yönelişlerimizi Kuran belirlemeli, Kurana uygun olmalıdır.Allah’ın hoşnutluğu Kuran ilkeleri esas alınmalıdır.. Bunların dışındaki tüm ölçülerden kaçının

Araf 7/3 Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar az öğütleri tutuyorsuuz !
اتَّبِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلاَ تَتَّبِعُواْ مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء قَلِيلاً مَّا تَذَكَّرُونَ
Ittebiû mâ unzile ileykum min rabbikum ve lâ tettebiû min dûnihî evliyâe, kalîlen mâtezekkerûn

Duanız Sadece Allah'tan yardım dilemeniz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! 
 Fatiha 1/5.Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
اياك نعبد واياك نستعين
İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în,

Dua yakarıştır, Yardım için tüm imkanları seferber edip iman, sebat, sabır çalışmak ve sonuçlara şükretmektir.

 Mümin 40/60   Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Ve kâle rabbukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn

Zümer 39/ 36 Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.
أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذِينَ مِن دُونِهِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
E leysallâhu bi kâfin abdehu, ve yuhavvifûneke billezîne min dûnihî, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâdin.


 Bakara 2/ 45 Sabır ve namazla yardım dileyin.Bu, şüphesiz, huşû duyanlardan başkasına ağır gelir.
وَاسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلاَّ عَلَى الْخَاشِعِينَ
Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn

Bakara 2/153
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ إِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).

Allah'ın yanında başkasına yalvarmak boşa kürek çekmektir

Şuara 26/213:Öyle ise Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun.
فَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبِينَ
Fe lâ ted’u meallahi ilâhen âhara fe tekûne minel muazzebîn

 İsra 17/11 İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir.
وَيَدْعُ الإِنسَانُ بِالشَّرِّ دُعَاءهُ بِالْخَيْرِ وَكَانَ الإِنسَانُ عَجُولاً
Ve yed’ul insânu biş şerri duâehu bil hayr(hayri), ve kânel insânu acûlâ

 Dua kavli ve fiili  Bütüncül bir kulluk eylemidir. Kavli/ sözel dua usulü

Araf 7/55 Rabbinize yalvara yalvara ( tedarru'an) ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez
ادْعُواْ رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ
Ud'û rabbekum tedarruan ve hufyeh(hufyeten), innehu lâ yuhıbbul mu'tedîn
(mu'tedîne).


Araf 7/56 Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.
وَلاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ بَعْدَ إِصْلاَحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًا إِنَّ رَحْمَتَ اللّهِ قَرِيبٌ مِّنَ الْمُحْسِنِينَ
Ve lâ tufsidû fîl ardı ba'de ıslâhıhâ ved'ûhu havfen ve tamaâ(tamaan) inne rahmetallâhi karîbun minel muhsinîn.(muhsinîne).

 Secde 32/16 : Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yanları yataklarından uzaklaşır.Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için infâk ederler
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Tetecâfâ cunûbuhum anil medâcıi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn


Mümin 40/60 Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Ve kâle rabbukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn


Yunus 10/106 Ve Allah'dan başka, sana faydası da, zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma! Eğer yalvarırsan, o zaman hiç şüphesiz sen zalimlerden olursun.
وَلاَ تَدْعُ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَنفَعُكَ وَلاَ يَضُرُّكَ فَإِن فَعَلْتَ فَإِنَّكَ إِذًا مِّنَ الظَّالِمِينَ
Ve lâ ted’u min dûnillâhi mâ lâ yenfeuke ve lâ yadurruke, fe in fealte fe inneke izen minez zâlimîn(zâlimîne).

KAFİRLERİN DUASIRad 13/14 Hak olan çağrı dua, ibadet yalnızca O'na dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevab veremezler. Onların durumu yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatanın boşuna beklemesi gibidir. Oysa ona gelmez. İnkâr edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلاَّ كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِي ضَلاَلٍ
Lehu da’vetul hakk(hakkı), vellezîne yed’ûne min dûnihî lâ yestecîbûne lehum bi şey’in illâ ke bâsitı keffeyhi ilâl mâi li yebluga fâhu ve mâ huve bi bâligıhî, ve mâ duâul kâfirîne illâ fî dalâl


-------------------------------------------------------------------------------------

Allah'tan Yardım duası  kabul edilen Peygamberlere Örnekler

Enbiyâ 21/ 83 Eyyûb’u da Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki 'Doğrusu bu dert bana dokundu ve sen merhametlilerin en merhametlisisin' diye yakarışla nida etmişti
وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Ve eyyûbe iz nâdâ rabbehû ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn(râhimîne).

Enbiyâ 21/ 84 Biz de onun duasına icabet ettik.Üzerindeki derdi kaldırdık ve tarafımızdan bir rahmet, ibadet edenler için de bir ibret olarak ona ehline /ailesine ve onlarla beraber bir mislini daha verdik.
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِن ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنْ عِندِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ
Festecebnâ lehu fe keşefnâ mâ bihî min durrin ve âteynâhu ehlehu ve mislehum meahum rahmeten min ındinâ ve zikrâ lil âbidîn(âbidîne).
Enbiyâ 21/ 85 İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi.
وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِّنَ الصَّابِرِينَ
Ve ismâîle ve idrîse ve zelkifl(zelkifli), kullun mines sâbirîn(sâbirîne).
Enbiyâ 21/ 86 Onları da rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, gerçekten salih kimselerdendi.
وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُم مِّنَ الصَّالِحِينَ
Ve edhalnâhum fî rahmetinâ, innehum mines sâlihîn(sâlihîne).
Enbiyâ 21/ 87 Balık sahibi ; hani o, öfkelenerek gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen subhansın , herşeyden münezzehsin gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.
وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne).
Enbiyâ 21/ 88 Biz de duasına icabet ettik. ve kendisini gamdan kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنجِي الْمُؤْمِنِينَ
Festecebnâ lehu ve necceynâhu minel gamm(gammi), ve kezâlike nuncil mu’minîn(mu’minîne).
Enbiyâ 21/ 89 Zekeriya da; hani Rabbine nida etmişti:"Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın."
وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ
Ve zekeriyyâ iz nâdâ rabbehu rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrul vârisîn(vârisîne).
Enbiyâ 21/ 90 Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini de elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Bize huşu ,derin saygı gösterirlerdi
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ
Festecebnâ lehu, ve vehebnâ lehu yahyâ ve aslahnâ lehu zevcehu, innehum kânû yusâriûne fîl hayrâti ve yed’ûnenâ ragaben ve reheben, ve kânû lenâ hâşiîn(hâşiîne).

İbrahim 14/39 Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz inne rabbî le semîud duâi. ↔Rabbim duayı işitendir.”
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي وَهَبَ لِي عَلَى الْكِبَرِ إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ إِنَّ رَبِّي لَسَمِيعُ الدُّعَاء
El hamdulillâhillezî vehebe lî alâ kiberi ismâîle ve ishâk(ishâka), inne rabbî le semîud duâi.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder