Insanliga gönderilen son ilahi kitaptır
Allah’ın Rasûlü ve Muhammed, a.s peygamberlerin sonuncusudur.
Ahzap
33/40 Muhammed, sizden hiçbir erkeğin babası değildir; O, Allah’ın
Rasûlü’dür ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla
bilir
مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن
رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ
عَلِيمًا
Ma kane muhammedün eba ehadim mir ricaliküm ve lakir rasulellahi ve hatemen nebiyyin ve kanellahü bi külli şey´in alıma
Fetih
48/28 O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak
dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah
yeter.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا
Hüvellezi ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni küllih Ve kefa billahi
şehıda
Kur’ân’ın
en önemli özelliklerinden biri çok okunmasıyla geçerliliğini
yitirmeyen tek
kitap olmasıdır. Ne kadar okursanız okuyun onu eskitemez ve
tüketemezsiniz. Çünkü Kur’ân’ın metni bir defa inmiştir. Mânâsı sonsuz
defa inmeye devam etmektedir.Her ayet zihninizde gelir gider .Hayata
kuranla baktığınızda manalatı zihninizde klbinizde yer ettikçe tekrar
tekrar hatırlatıldığını farkedersiniz
Kuran Rab’bimiz tarafından korunan bir kitaptır
15-Hicr-9: Hiç şüphesiz zikri (Kuran’ı) Biz indirdik, onun koruyucuları da gerçekten Biziz’’
Kuran arapçadır
Varlıklar
içinde seçkin bir yeri olan insana bu konuşma özelliği ilk insan ve
ilk peygamber Adem (a.s.) ile birlikte verildi. O yaratıldığı zaman
meleklerin bile bilmediği eşyaların isimleri ona öğretildi.
Bakara 2/ 31
Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip:
"Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi.
وَعَلَّمَ
آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ
أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale embiuni bi esmai haülai in küntüm sadikıyn
Bakara 2/3
Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir
bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi
olansın."
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena* inneke entel alımül hakım
Anlamın
kendi başına dili yoktur. Anlamı hangi dilde ifade ederseniz onun dili
ifade edildiği dil olur.Dil, varlıkların kendi aralarında anlaşmaları
için yaratıcı tarafından her bir varlığa ayrı ayrı verdiği bu özellik
Her halkın ,her toplumun kendi konuştuğu dil olmuştur
Hucurat 49 : 13
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve
birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde)
kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya
da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah,
bilendir, haber alandır.
Vahiy, “Allah’ın peygamberlerine
ulaştırdığı sözü, kelimesi, kelamıdır. Allah’ın kelamında harf, kelime
ve ses bulunmadığı için onu belli bir beşerî dille aynılaştırmak ve
meselâ “Allah Arapça konuşur” demek mümkün değildir.
Öyleyse, Kur’an’ın Arapça inmesi ne demektir?
Allah’ın
insanlara yol göstermek ve onları hidayete erdirmek maksadıyla
göndermiş olduğu bütün vahiyler, “Ümmü’l-Kitab=Ana kitab” veya “Kitab-ı
Meknûn=Korunmuş Kitab” adı verilen Allahın kendi ilmi olan bilgi kaynağı demektir Ayetler ,
Ummü’l-Kitap’daki haliyle, mutlak ilahî kelam olduğu için ses ve
harflerden münezzehtir; herhangi bir beşer dilinde olmaktan
uzaktır.Kur'an Allah'ın kelamıdır ama kulların düzeyinde söylediği
kelamıdır.
.
Peygamberlik sonradan
oluşmuş bir kurum değildir.
İlk insan aynı zamanda ilk peygamberdir.
Allah Teâlâ, engin insanları bilgilendirmek istediği zaman vahiyi
dilediği kullarından birini seçer ve ona, kelamını o elçinin kavminin
konuştuğu dil kalıplarına dökerek gönderir.
Son vahyin ilk
muhatapları ve peygamber Arapça konuştukları için, mesajdan maksadın
anlaşılması, anlatılması ve yaşanması için bu dil seçilmiştir.
iBRAHİM 14/4
Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara
(Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır,
dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve
hikmet sahibidir.
وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلاَّ بِلِسَانِ
قَوْمِهِ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ فَيُضِلُّ اللّهُ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن
يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Ve ma erselna mir rasulin illa bi
lisani kavmihi li yübeyyine lehüm fe yüdıllüllahü mey yeşaü ve yehdı
mey yeşa´ ve hüvel azızül hakım
Yaratıcı, insanlara gönderdiği
elçilerini meleklerden değil, kendi cinsleri olan, yiyen, içen, doğan,
büyüyen ve ölen insanlardan seçmiştir. her kavme kendi dilleriyle
konuşan bir peygamber göndermiş ve her peygamber içinde bulunduğu kavme
ve bölgeye ileteceği mesajı kendinin ve kavminin konuştuğu dil ile
almıştır.
Allah’ın kelamı, Arapça’da Kur’an, Süryânîce’de İncil ve İbranîce’de Tevrat olmuştur.
Kur’an Cebrail’in peygambere getirdiği ve öğrettiği gibidir, orjinaldir,
Peygamberler,
Yaratıcının insanlarla ilişki kurmak için onların arasından seçtiği özel
insanlardır. Büyük melek Cebrail, bütün peygamberlere mesaj/vahiy
getiren ve bu işle görevli melektir. Melek veya insan sözü değildir, Yaratıcı’nın bütün insanlığa söylediği son sözüdür.
Tekvir 81/ 19 Kur’ân, değerli bir Elçinin, Cebrail’in getirip okuduğu sözdür!
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ
İnnehu lekavlu resulin keriymin.
Tekvir 81/ 20(Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi katında şereflidir.
ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ
Ziy kuvvetin ´inde ziyl´arşi mekiynin.
Tekvir 81/ 21 itaat edilen ve güvene layık birinin (sözü)!
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ
Muta´in semme emiynin.
Kur’an bir tektir o da Arapçadır Kur’an
anlaşılmak ve gereğince amel edilmek ve hikmetleri üzerinde düşünülmesi
gerektiği için indirildiğinden, Arapça bilmeyenler için başka dillere
hangi dile olursa olsun yapılan Kur’an tercemesidir. Kur’an bir tektir o
da Arapçadır. Türkçe Kur’an, İngilizce Kur’an, Çince Kur’an, vb.
tabirleri doğru değildir. Aynı dilde birden fazla değişik Kur’an
tercemesi yapılaması da, Arapça’nın kelime ve dil yapısından kaynaklanan
özelliklerinden dolayıdır. Kur’an Arap dili ile indirilmiştir,
Yusuf 12/2 Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
İnna enzelnahü kur´anen arabiyyel lealleküm ta´kilun
Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiriğini dile getiriyor
Fussilet 41/44 Eğer
biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri
genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir
peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve
şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara
kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor
(da anlamıyorlar).”
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا
لَّقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ
هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاء وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي
آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُوْلَئِكَ يُنَادَوْنَ مِن
مَّكَانٍ بَعِيدٍ
Ve lev cealnahü kur´anen a´cemiyyüv ve arabiyy kul
hüve lillezine amenu hüdev ve şifa´ vellezıne la yü´minune fı azanihim
vakruv ve hüve aleyhim ama ülaike yünadevne mim mekanim beıyd
Kuran eksiksizdir
En'am
6/115 Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da
tastamamdır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir,
bilendir.
وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلاً لاَّ مُبَدِّلِ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Ve temmet kelimetü rabbike sidkav ve adla la mübeddile li kelimatih ve hüves semıul alım
Kuran Apaçıktır
Yasin
36/ 69 Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; bu, ona yakışmaz da. O
kendisine indirilen Kitap, yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır
وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ
Ve ma alemnahüş şı´ra ve ma yembeğiy leh in hüve illa zikruv ve kur´anüm mübiyn
Detaylıdır
En
am 6/114 Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken,
Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz,
onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya
düşenlerden olma.
أَفَغَيْرَ اللّهِ أَبْتَغِي حَكَمًا وَهُوَ الَّذِي
أَنَزَلَ إِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلاً وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ
الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِّن رَّبِّكَ بِالْحَقِّ فَلاَ
تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ
E fe ğayrallahi ebteğiy hakamev ve
hüvellezı enzele ileykümül kitabe müfassala vellezıne ateynahümül kitabe
ya´lemune ennehu münezzelüm mir rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel
mümterın
Her insan Kurandan sorumludur
Zuhruf 43/36 Kim rahmân’ın Zikrinden Kur’an’dan, zikrine karşı körlük ederse, Biz ona bir şeytan musallat ederiz de kendisine arkadaş olur.
وَمَن يَعْشُ عَن ذِكْرِ الرَّحْمَنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ
Ve mey ya´şü an zikrir rahmani nükayyid lehu şeytanen fe hüve lehu karın
Zuhruf 43/37Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
وَإِنَّهُمْ لَيَصُدُّونَهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُم مُّهْتَدُونَ
Ve innehüm le yesuddunehüm anis sebili ve yahsebune ennehüm anis sebıli ve yahsebune ennehüm mühtedun
Zuhruf 43 /44 Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
وَإِنَّهُ لَذِكْرٌ لَّكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْأَلُونَ
Ve innehu lezikrul leke ve li kavmik ve sevfe tüs´elun
Kuran okumakla emre olunduk
Neml 27/91
(Ey Muhammed, de ki:) "Ben, yalnızca, kutlu kıldığı bu şehrin ve var
olan her şeyin Rabbine kulluk etmekle emrolundum; yani, O'na yürekten
boyun eğen kimselerden olmakla emrolundum;
إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ
أَعْبُدَ رَبَّ هَذِهِ الْبَلْدَةِ الَّذِي حَرَّمَهَا وَلَهُ كُلُّ شَيْءٍ
وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ
Neml 27/92
Ve Kur'an'ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi
nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki: "Ben yalnızca
uyarıcılardanım."
وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ
Ve en etlüvel kur´an fe menihteda fe innema yehtedi li nefsih ve men dalle fe kul innema ene minel münzirın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder