1-El-esmaül-hüsna
Hıristiyanlar Hz. İsa’nın, bazı Yahudiler Hz. Üzeyir’in,hatta bazı Yahûdî ve Hıristiyanlar bizzat kendilerinin Yüce Allah’ın oğlu melekleri O’nun kızları sayıyor
Bilgisizce O’na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Hâşâ! O (Allah), onların ileri sürdüğü vasıflardan uzak ve yücedir.
Yunus 10/68 Allah, bir çocuk edindi” dediler. O, Subhan'dır / münezzehtir. O, Ganî’dir. O, her bakımdan sınırsız zengindir. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Yanınızda buna dair hiçbir delil de yoktur. Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?
قَالُواْ اتَّخَذَ اللّهُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ هُوَ الْغَنِيُّ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ إِنْ عِندَكُم مِّن سُلْطَانٍ بِهَذَا أَتقُولُونَ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Kâlûttehazallâhu veleden subhânehu, huvel ganiyyu, lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), in indekum min sultânin bi hâzâ, e tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn
Yunus 10/69 De ki: “Muhakkak ki Allah’a yalanla iftira eden asla kimseler felâha /kurtuluşa eremezler.
قُلْ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ
Kul innellezîne yefterûne alâllâhil kezibe lâ yuflihûn
El VEKİL
Zümer 39 /62 Allah el halık her şeyin yaratıcısıdır. O, Herşey üzerine vekil'dir.
اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Allahu hâliku kulli şey’in ve huve alâ kulli şey’in vekîl
RAB
Hac 22/ 54 Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar,Rabbinden gelen bir hakikat olduğunu bilsinler. ona iman etsinler ve kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun.Şüphesiz Allah iman edenleri Sıratı Mustakîm'e / dosdoğru bir yola iletir.
وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَيُؤْمِنُوا بِهِ فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ اللَّهَ لَهَادِ الَّذِينَ آمَنُوا إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Ve li ya’lemellezîne ûtûl ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm
2-Din
Yunus 10/104 De ki: "Ey insanlar, eğer benim dinim hakkında bir şek/ şüphe içindeyseniz, ben, sizin Allah'tan başka kulluk ettiklerinize kulluk etmiyorum,, Ve lâkin ben , sizi vefat ettirecek olan Allah'a kulluk ederim.Ben, mü'minlerden olmakla emrolundum."
قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي شَكٍّ مِّن دِينِي فَلاَ أَعْبُدُ الَّذِينَ تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِنْ أَعْبُدُ اللّهَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُمْ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Kul yâ eyyuhân nâsu in kuntum fî şekkin min dînî,fe lâ a’budullezîne ta’budûne min dûnillâhi, ve lâkin a’budullâhellezî yeteveffâkum, ve umirtu en ekûne minel mu’minîn
3-Zikir
Hicr 15/ 9 Şüphesiz zikri biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz.
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
İnna nahnü nezzelnez zikra ve inna lehu le hafizun
4-Hidayet
Kehf 18/57 Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde onlardan yüz çeviren ve ellerinin önceden işlediğini unutandan daha zalim kim olabilir? Biz, onu anlamamaları için kalplerinin üstüne örtüler kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen onları doğru yola çağırsan da bu durumda asla doğru yola gelmezler.
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَى فَلَن يَهْتَدُوا إِذًا أَبَدًا
Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî fe a’rada anhâ ve nesiye mâ kaddemet yedâhu, innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran) ve in ted’uhum ilâl hudâ fe len yehtedû izen ebedâ
5-Hamd
Bizi hidayete eriştirdiği için Yüce Allah'a hamd ederiz.
Rabbimiz bütün bu imkanları hazırlamasaydı, bize kitap ve elçilerini göndermeseydi, bize selamete eriştiren yollarını apaçık açık bir şekilde beyan etmeseydi doğruyu bulamazdık İşte bize merhametinin eseri olarak yarın olacakları bugünden haber verdiği için hamd ederiz
Araf 7/43 Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar.Bizi buna eriştiren “her şeyi güzel yapan Hamid olan Allah'a mahsustur.Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. Andolsun Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişler” derler. Onlara, “İşte yaptığınız sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!” diye seslenilir
وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ وَقَالُواْ الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي هَدَانَا لِهَذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِيَ لَوْلا أَنْ هَدَانَا اللّهُ لَقَدْ جَاءتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ وَنُودُواْ أَن تِلْكُمُ الْجَنَّةُ أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Ve neza´na ma fi sudurihim min ğıllin tecrı min tahtihimül enhar ve kalül hamdü lillahillezı hedana li haza ve ma künna li nehtediye lev la en hedanellah le kad caet rusülü rabbina bil hakk ve nudu en tilkümül cennetü uristümuha bima küntüm tamelun
6- Takva
Âl-i İmran 3/76 Hayır! Aksine, kim ahdine tam olarak uyar ve takvalı olursa şüphesiz Allah sorumluluğunu bilen takva sahiplerini sever.
بَلَى مَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ وَاتَّقَى فَإِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ
Belâ men evfâ bi ahdihî vettekâ fe innallâhe yuhibbul muttekîn
7-Sabır
Ankebut 29 / 59 Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.
الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Ellezîne saberû ve alâ rabbihim yetevekkelûn
8-İşitme
İsra 17 / 36 Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً
Ve lâ takfu mâ leyse leke bihî ilm(ilmun), innes sem’a vel basara vel fuâde kullu ulâike kâne anhu mes’ûlâ(mes’ûlen).
9-Fitne
Tevbe 9/ 126 Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra dönüş -tevbe yapmıyorlar ve öğüt alıp düşünmüyorlar.
أَوَلاَ يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لاَ يَتُوبُونَ وَلاَ هُمْ يَذَّكَّرُونَ
E ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merraten ev merrateyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûn
10- İstiaze
Muhammed 47/25 Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına dönenlere şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür.
إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَى أَدْبَارِهِم مِّن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَى لَهُمْ
İnnellezînerteddû alâ edbârihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâş şeytânu sevvele lehum ve emlâ lehum.
11-Kitabımız isim ve sıfatları
En'am 6/38 Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.
وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلاَّ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم مَّا فَرَّطْنَا فِي الكِتَابِ مِن شَيْءٍ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
Ve ma min dabbetin fil erdi ve la tairiy yetıyru bi cenahayhi illa ümemün emsalüküm ma ferratna fil kitabi min şey´in sümme ila rabbihim yuhşerun
12-Dünya ve Ahiret hayatı
Âl-i İmran 3/147 Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!
وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلاَّ أَن قَالُواْ ربَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
Ve mâ kâne kavlehum illâ en kâlû rabbenagfir lenâ zunûbenâ ve isrâfenâ fî emrinâ ve sebbit akdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne)
Âl-i İmran 3/148 Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükâfatını verdi. Allah, güzel davrananları sever.
فَآتَاهُمُ اللّهُ ثَوَابَ الدُّنْيَا وَحُسْنَ ثَوَابِ الآخِرَةِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
Fe âtâhumullâhu sevâbed
14-Şefaat
Ortak ayetlerimiz👈
Nisa 4/85 Kim güzel bir işte yardım/destek yaparsa, yapılan güzel şeyden dolayı oda payını alır. Kimde kötü bir işte yardım/destek yaparsa, o kötülüğün sonucundan kendiside bir pay alır.Allah, herşeyi gözetendir.
مَّن يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُن لَّهُ نَصِيبٌ مِّنْهَا وَمَن يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُن لَّهُ كِفْلٌ مِّنْهَا وَكَانَ اللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقِيتًا
Men yeşfa’ şefâaten haseneten yekun lehû nasîbun minhâ, ve men yeşfa’ şefâaten seyyieten yekun lehu kiflun minhâ. Ve kânallâhu alâ kulli şey’in mukîtâ
a-Şefâatin yalnızca Allah’a ait olduğunu söyleyen âyetler:
Zümer 39 /43 Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? “De ki; Onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl ve şuurdan mahrum olsalar da mı ?
أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ شُفَعَاء قُلْ أَوَلَوْ كَانُوا لَا يَمْلِكُونَ شَيْئًا وَلَا يَعْقِلُونَ
Emittehazû min dûnillâhi şufeâe, kul e ve lev kânû lâ yemlikûne şey’en ve lâ ya’kılûn
Zümer 39 /44 De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/hakimiyeti O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Kul lillâhiş şefâatu cemîan, lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), summe ileyhi turceûn
Zümer 39 /45 Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içine sıkıntı basar. Ama Allah’tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
وَإِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَحْدَهُ اشْمَأَزَّتْ قُلُوبُ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ وَإِذَا ذُكِرَ الَّذِينَ مِن دُونِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ
Ve izâ zukirallâhu vahdehuşmeezzet kulûbullezîne lâ yu’minûne bil âhırati, ve izâ zukirellezîne min dûnihi izâ hum yestebşirûn
Zümer 39 /3 Halis katıksız olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka evliyâ edinenler şöyle derler:"Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Muhakkak ki Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.
أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
E lâ lillâhid dînulhâlisu, vellezînettehazû min dûnihî evliyâe, mâ na’buduhum illâ li yukarribûnâ ilâllâhi zulfâ, innallâhe yahkumu beynehum fî mâ hum fîhi yahtelifûn innallâhe lâ yehdî men huve kâzibun keffâr
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn
Nisa 4/69 Kim Allah'a ve Elçi'ye itâ'at ederse işte onlar, Allâh'ın ni'met verdiği peygamberler, sıddiklar,şahitler ve sâlihlerle beraberdir. Onlar da ne güzel rafiktir =arkadaştır
وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا
Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn, ve hasune ulâike rafîk,
Kur'an'dan Dualar👐👐
Enam 6/ 108 Allah'tan başka yalvarıp yakardıklarına taptıklarına sövmeyin; sonra onlar da haddi aşar, bilgisizlik ederek Allah'a sövmesinler.İşte böyle, biz her ümmete yaptıklarını süslü çekici gösterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir.
وَلاَ تَسُبُّواْ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ فَيَسُبُّواْ اللّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِم مَّرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Ve la tesübbüllezine yed´une min dunillahi fe yesübbullahe advem bi ğayri ılm kezalike zeyyenna likülli ümmetin amele0hüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bi ma kanu ya´melun
Mumtehine 60/5 Rabbimiz! Bizi, kâfir olanlar için fitne kılma! Rabbimiz! Bizi bağışla! Şüphesiz ki güçlü, doğru hüküm veren yalnızca sensin!
رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lillezîne keferû, vagfir lenâ rabbenâ, inneke entel azîzul hakîm
Yunus 10/85 Onlar dediler ki; Biz, ancak Allah'a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi, o zâlim kavmin fitnesine düşürme
فَقَالُواْ عَلَى اللّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Fe kâlû alâllâhi tevekkelnâ, rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lil kavmiz zâlimîn